Avrupa Birliği, Türkiye’den Avrupa’ya göç etmek isteyen çoğunluğu Suriyeli, Afgan ve Iraklı milyonlarca göçmenin durdurulması için 18 Mart 2016’da Türkiye’yle “Göç Anlaşması” imzaladı. Anlaşma, Türkiye üzerinden kara ya da deniz yoluyla Yunanistan’a geçen bütün göçmenlerin Türkiye’ye iade edilmesi ve bu göçmenlerin Türkiye’de tutulmasını öngörüyor.
Avrupa Birliği bu mutabakat kapsamında Suriyeli mülteciler için geliştirilen projelerin finansmanı için Türkiye’ye 6 milyar Euro kaynak vaadinde bulundu ve bunun büyük kısmını ödedi. Anlaşma Haziran 2021’de yapılan görüşmelerde 2024 yılına kadar uzatıldı ve Türkiye’ye 3,5 Milyar Euro kaynak aktarması kararlaştırıldı.
Peki, Türkiye üzerinden Avrupa’ya göç etmek isteyen, bunun için ölümü göze alan bu Suriyeliler, Afganlar, Iraklılar kim? Neden ölümü dahi göze alıp göç ediyorlar?
Aralarında Almanya, Fransa, Belçika, İngiltere gibi Avrupa ülkelerin de olduğu ve başını ABD’nin çektiği “Koalisyon Güçleri” 10 yıldır Suriye’de Rusya ve İran’a karşı vesayet savaşı sürdürüyor. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş sonucu 24 Milyonluk Suriyelinin 10 Milyonu evlerini, köylerini, şehirlerini ve büyük kısmı da ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. Ülke dışına göç eden 6 Milyon Suriyelinin resmi rakamlara göre 3,5 milyonu (pek çok araştırmacı bu rakamın 4,5 milyonu bulduğunu iddia ediyor) Türkiye’ye sığındı.
Aynı şekilde; Sovyetler Birliği’ne karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesiyle başlayan, ancak 2001 yılından itibaren yeni bir karakter kazanan NATO’nun Afganistan Misyonu sonucu olarak da yüzbinlerce Afganlı hayatını kaybetti, milyonlarcası göç yollarına düştü.
Yeni emperyalist paylaşım savaşlarının en kanlı coğrafyaları olan Ortadoğu ve Afganistan’daki savaşlardan kaçan milyonlarca insan Türkiye’yi Avrupa’ya geçiş olarak bir köprü olarak kullanıyor. AB emperyalizmi ise bir yandan göçlere sebep olan işgal, sömürgecilik, gerici diktatörlerle ticari anlaşmaları sürdürürken diğer yandan da sadece yaşamak isteyen insanların Avrupa’ya geçişlerini her ne pahasına olursa olsun engellemeye çalışıyor.
AB’nin göçmenlerin Türkiye’de tutulması için yaptığı insanlık dışı anlaşma, Türkiye iktidarının ırkçı politikalarıyla birleşip göçmenler için kâbusa dönüyor. Hemen her gün bir göçmen mahallesi, evi, iş yeri yakılıp yıkılıyor, göçmenler linç ediliyor, öldürülüyor.
Son olarak Başkent Ankara’nın Altındağ ilçelisinde göçmenlerin yaşadığı mahalleler şehrin dört bir yanından toplanan ırkçılar tarafından polis gözetiminde saldırıya uğradığı. Göçmenlerin yaşadığı evler, işyerleri, araçları yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Çok sayıda göçmen yaralandı.
AB’den aldığı finansmanı göçmenlerin hayatlarını kolaylaştırmaya değil, taraftarlarının kasalarını doldurmaya harcayan AKP-MHP iktidarı, göçmen karşıtlığını ve ırkçılığı ülkedeki kaosun sürmesi için kullanıyor. Göçmenleri ucuz işgücü ve çalışanlara işsizlik tehdidi olarak iş piyasasına sürüyor. Kürtlere, Aleviler, kadınlara yönelik yürüttüğü ırkçı, cinsiyetçi, mezhepçi – fundamentalist baskının enstrümanı olarak devrede tutuyor.
Türkiye Devleti ve Erdoğan iktidarı AB’yle yaptığı kirli göçmen anlaşmasına dayanarak ve aldığı finansal destekle ülkede göçmenlere yönelik, ırkçılığı, nefreti ve saldırıları büyütüyor! AB finanse diyor, Türkiye göçmenlerin hayatlarını kâbusa çeviriyor!
Avrupa hükumetlerinin ve devletlerinin sömürgeci, emperyalist, göçmen düşmanı politikalarına karşı Avrupa’nın emekçi halkalarını seslerini yükseltmeye, verdikleri vergilerin Türkiye’deki göçmen düşmanlığını ve ırkçılığı finanse etmesine son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi – Avrupa