1961 Anayasasının kabulünün ardından, Grev ve Toplu Sözleşme ile Sendikalar Kanunlarının kendiliğinden, mücadele edilmeden kabul edildiği sanılır. 1961 yılında gerçekleşen yüz bin kişilik grev ve toplu sözleşme kanununun çıkarılması talepli Saraçhane Mitingi ve ardından 1963 yılındaki Kavel Direnişi 274 ve 275 sayılı kanunların çıkarılmasında etkili olmuştur.
13 Şubat 1967’de de DİSK’in kurulmasının ardından işçi sınıfı mücadelesinde yükseliş yaşandı. DİSK’in kuruluşundan sonra artan grevlerde hep DİSK parmağı aranır oldu. DİSK kurulmadan önce örneğin 1966’da kamu kesiminde 7, özel kesimde 37 grev gerçekleşir. DİSK’in kurulduğu 1967 yılında özel kesimde 52, kamuda 50 grev yaşanır.
Bu ortamda 1963’te kabul edilen Sendika, Toplu Sözleşme ve Grev yasalarında değişiklik yapılması hazırlıkları gizlilik içinde tamamlandı. Yasa tasarısı, işçilerin istedikleri sendikalara serbestçe üye olmalarını ve istediklerinde sendikalardan ayrılma hakkını kullanmalarını güçleştiren, toplu sözleşme ve grev haklarını büyük ölçüde kısıtlayan hükümler içermekteydi. Sendikaların ülke çapında faaliyet gösterebilmesi için işkolunda sigortalı çalışan işçilerin en az üçte birini örgütlemesi gerekiyordu. Ayrıca konfederasyonların faaliyet gösterebilmesi için ülke çapında sendikalı işçi sayısının üçte biri kadar üyeye sahip olması barajı öngörülüyordu. Bu oran, DİSK’in üye sayısının bu oranın altında kaldığı tespit edilerek konmuştu. Burada amaç DİSK’i yok etmektir.
İşçiler yasa, barikat, polis tanımaz bir tutumla 15-16 Haziran 1970’de bir devrim provası yaptılar. Bu eyleme DİSK’li, Türk-İş’li, örgütsüz yüz binlerce işçi katıldı.
15 Haziran’da ilk olarak Ankara asfaltı üzerindeki Otosan’da çalışan 2 bin 700 işçi “Yaşasın işçi sınıfı”, “Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok” yazılı pankartlarıyla yürüyüşe geçtiler. 16 Haziran’da yürüyen işçilerin oluşturduğu kortejler daha kalabalıktı. İşçiler asker ve polis barikatlarını aşarak ilerliyorlardı. Yaşanan çatışmalarda Mehmet Gıdak, Yaşar Yıldırım, Mustafa Boylan adlı işçiler yaşamını yitirdi.
Bakanlar Kurulu 16 Haziran’da toplanarak İstanbul ve Kocaeli’de sıkıyönetim ilan etti. Bunun üzerine eylemler İzmir, Ankara, Adana ve Gaziantep’te sürdü. 1317 sayılı söz konusu yasa Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle oybirliği ile Anayasa Mahkemesi tarafından bu direnişin ardından iptal edildi. 15-16 Haziran işçi sınıfının kendisini bir bütün olarak sermaye sınıfına ve onun siyasi iktidarına dayattığı bir tarihtir. Üzerinden 47 yıl geçmiş olmasına rağmen halen işçi sınıfına ve onun örgütlerine nasıl mücadele edilmesi gerektiğini öğretmeye devam ediyor.
Kıdem tazminatının, iş güvencesinin yok edilmek istendiği; iş cinayetlerinde her gün işçilerin sermayenin kâr hırsı uğruna katledildiği, işsizliğin, yoksulluğun baskı ve sömürünün alabildiğine arttığı günümüzde insanca yaşayabilmek için işçi sınıfının yeni 15-16 Haziranları yaratmak dışında seçeneği bulunmuyor.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu (MYK)
15 Haziran 2017