AKP-MHP ittifakı, dün yeni bir saray darbesinin düğmesine basarak ikisi HDP’li, biri CHP’li üç muhalif milletvekilinin vekilliklerini düşürdü.
AKP-MHP ittifakı, dün başka yasaları görüşmekte olan TBMM’nin gündemine daha önce siyasi partilerin haberinin olmadığı bir maddeyi aniden getirdi. Bu, haklarında ceza verilen Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu ile ilgili mahkeme kararlarının Meclis Genel Kurulu’nda okunmasına ilişkin maddeydi. Kararların okunması, yasal olarak söz konusu kişilerin milletvekilliğinin düşürülmesi anlamına geliyor. Oysa vekilliğin otomatik olarak düşmesine neden olan, mahkeme kararının Başkanlık kürsüsünden okunması işlemi, şimdiye kadar teamül olarak daima yasama yılı sonuna bırakılıyor, ayrıca Meclis’teki partilerin bilgisi dahilinde gündeme alınabiliyordu.
Meclis’teki muhalefet partilerinin, hatta iktidar partilerinin yöneticilerinin bile bu konunun gündeme alınacağına dair bir bilgisinin olmadığı, Meclis görüşmelerindeki konuşmalardan anlaşılıyor. Yine anlaşılıyor ki, partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son dakikada, talimatla bu konuyu gündeme aldırdı ve 3 milletvekilinin vekilliğinin düşmesini sağladı.
Bu olayla TBMM bir kez daha itibarsızlaştırılmış, Saray’ın politika oyunlarına kurban edilmiştir. Bu vekil düşürme tezgahı, bir zamanlar “millet iradesi” diyerek ortalıkta dolaşanların bugün 6 milyon seçmenin oyunu yok sayarak yaptığı bir siyasi darbedir.
Ancak iktidarın halkın iradesine ve hukuka vurduğu darbeler bununla kalmadı. Milletvekillikleri düşürülen siyasetçiler, olağan işleyişle 2 hafta kadar bir sürede hapse girmeleri gerekirken, Meclis işleminin gecesinde apar topar gözaltına alınıp hapse gönderildiler. Bu da yetmedi, bugün (5 Haziran) bu siyasi darbeyi kınamak için Meclis’ten Güvenpark’a yürüyüp orada basın açıklaması yapmak isteyen, HDP’li milletvekilleri ve Eş Başkan Pervin Buldan’ın yolu Valilik kararı ve polis marifetiyle kesilip vekiller darp edildi. Milletvekillerinin yürümesi zorla engellendi.
Bütün bunlar, AKP-MHP şer ittifakının son aylarda hazırladıkları siyasi darbenin ilk adımlarıdır. İttifakın “sözcüsü” Devlet Bahçeli, daha 20 gün önce yapacaklarının bir listesini kamuoyuna açıklamıştı. Şimdi 3 milletvekilinin vekilliğinin düşürülmesi bu planın bir parçasıdır.
Toplumsal tabanları eriyen, ekonomik krizde dibe doğru çekilen ve dış borçlarını ödeyemez hale gelen, pandemi sürecindeki beceriksiz yönetimleri ve işçi-emekçi düşmanı yüzleri açığa çıkan, ülkeyi çok ağır bir işsizlik ve sefaletle karşı karşıya bırakan AKP/Saray yönetimi ve MHP’li ortakları; iktidarda kalabilmenin tek yolu olarak toplumsal kutuplaştırmayı arttırmayı, daralan kitle tabanlarının eksikliğini devlet şiddetini yoğunlaştırarak gidermeyi, içerde-dışarda militarizmi, ırkçılığı ve faşizmi yükseltmeyi görmektedir. Ayrıca şer ittifakı, ayakta kalabilmek için muhalefet partilerinin bir araya gelmesinin önünü kesmek için çeşitli manevralar yapmaktadır. Vekillikleri düşürülen siyasetçilerin 2’sinin HDP’li, birinin CHP’li olması da tesadüf değildir. Amaç, CHP ile HDP’nin yan yana gösterilmesi yoluyla CHP’nin “terör destekçisi” olarak lanse edilmesi, İyi Parti’nin CHP’den uzaklaştırılması, asıl önemlisi CHP’nin İYİ Parti’yi yanında tutabilmek için HDP’yle bir ittifak kurmasının önlenmesidir.
SYKP olarak bileşeni olduğumuz Halkların Demokratik Partisi’nin iki milletvekilinin, yoldaşlarımız Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın, ayrıca CHP’li Enis Berberoğlu’nun vekilliklerinin düşürülmesini şiddetle kınıyoruz. HDP, onbinlerce üye ve kadrosunun hapse atılmasına, belediye başkanları ve meclis üyelerinin görevden alınmasına, tutuklanmasına, bombalamalara, polis şiddetine, topyekün devlet baskısına rağmen faşizme karşı, demokrasiden ve özgürlükten yana tutumunda bir adım bile gerilememiştir. Bundan sonra da aynı tutumunu sürdürecektir. İki vekilimizin bir Saray darbesi ile düşürülmesi ancak HDP’nin, Bizler’in mücadele azmini pekiştirir. Saray darbesi halklarımızın, işçi ve emekçilerin demokrasi ve özgürlük mücadelesini durduramaz.
Öte yandan faşizmin bu saldırısı karşısında yapılacak olan çok açıktır. Tüm demokrasi güçleri, faşizme karşı olan herkes Demokrasi İttifakı içinde birleşmelidir. Artık oyalanacak vakit kalmamıştır. Bu ittifaktan uzak duran, ittifakın önüne taş koyan herkes tarih önünde sorumlu olacaktır.
Saray darbesine karşı demokrasi güçlerinin tek yumruk olması vaktidir!
SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ
MERKEZ YÜRÜTME KURULU