SYKP MYK: Erdoğan, AKP, Devlet, Sermaye bloğu seri katliamlarını sürdürüyor!

Erdoğan, AKP, Devlet, Sermaye bloğu seri katliamlarını sürdürüyor!

Amed’de, Suruç’ta, Ankara’da AKP’nin IŞİD canlı bombaları eliyle gerçekleştirdiği katliamlara, dün gece Cizre’de TSK eliyle bir yenisi daha eklendi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Cizre ilçesi tam 52 gündür devletin silahlı güçlerince kuşatılmış, sokakları işgal edilmiş, evleri boşaltılmış, binaları yıkılmış, durumda. 52 gündür devlet vatandaşıyla konuşmak yerine katletmeyi, sorunlarını çözmek yerine kördüğüme çevirmeyi, yeniden müzakereyi başlatmak yerine köprüleri yakmayı tercih ediyor.

Uçak bombardımanı dışında tank, top, helikopter dâhil her türlü ağır silah kullanılarak sürdürülen bölgesel iç savaşta şu ana kadar yüzlerce sivil vatandaş hayatını kaybetti, binlercesi yaralandı ve yüz binlercesi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Ağır bombardıman ve silah atışları karşısında evlerin bodrum katlarına sığınan insanlar günlerdir aç, susuz, tıbbi destek ulaştırılmaksızın ölümüne kuşatılmış durumda. Birinde 30, diğerinde 62 olmak üzere iki ayrı evde insanlar günlerdir devlet kuşatması altında. Sığındıkları evlerde yaralarına müdahale edilmediği için teker teker hayatlarını kaybeden insanlara ambulansın, sağlık ekibin ulaşmasına dahi izin verilmedi.

Ve son olarak dün akşam saatlerinde 62 kişinin sığındığı eve devlet bir askeri operasyon düzenleyerek sayısı net olmamakla birlikte 30 civarı insanımızı katletti. Eve kimsenin yanaşmasına müsaade edilmediğinden, cenazeler devlet hastanesindeki personel bir odaya kilitlendikten sonra hastaneye getirildiğinden dolayı tam olarak kaç kişinin katledildiği bilinemiyor. Görgü tanıklarının belirttiğine göre hayatını kaybedenlerin sayısı 30 civarı ve hepsi yanarak yaşamlarını yitirmişler.

Bu uğursuz katliam haberini duyuran devlet televizyonu TRT, ilk olarak 60 insanımızın katledildiğini ifade etmiş sonraki haberlerinde ise bu sayıyı 30’a indirmiştir. Genel Kurmay’dan yapılan açıklamada ise sayı 10 olarak belirtilmiştir.

10, 30 ya da 60, yakarak ya da silahla, bombayla ne fark eder? Burada bahsettiğimiz sayılar değil katledilen insanlardır. Devlet, kuşatması altındaki insanları tıpkı IŞİD’in yaptığı gibi “korku salacak” şekilde ve açıklıkta katletmiş ve bunu en büyük medya imkânlarıyla servis etmiştir. Tıpkı İŞİD’in infazlarını canlı yayında ve video kayıtlarıyla tüm dünyaya izletmesi gibi.

Amed’de, Suruç’ta, Ankara’da kitlenin arasına IŞİD canlı bombası sokulabildiğinden katliam onlar eliyle yapılabilmiş, ancak bu evlere canlı bomba sokulamadığından devlet bu kez doğrudan kendisi bombalamıştır.

Korkmuyoruz. Korkmayacağız! IŞİD nasıl Kobane’de yenilmiş, Rojava’dan defedilmişse AKP de yenilecek ve Türkiye halklarının başından def edilecektir!

Erdoğan’ın AKP’sinin 7 Haziran’daki seçimlerde tek başına iktidarı kaybettikten sonra başlattığı seri katliam çizgisi, Cizre’de, Sur’da Nusaybin’de seri katliamlara dönmüş durumda. Bu siyasal tercihin bir sonraki adımı Türkiye’nin batısından doğusuna, kuzeyinden güneyine bir iç savaşa sürüklenmesidir.

Emperyalist devletler olanı biteni izlemek ve hatta bir biçimde desteklemek dışında kıllarını dahi kıpırdatmamaktalar. Dün akşam saatlerinde Cizre’de Kürt halkı katledilirken, Almanya Başbakanı Merkel gündüz saatlerinde Ankara’da Davutoğlu ve Erdoğan’la görüşerek adeta katliamcıları cesaretlendirmiştir.

Eğer bu gidişata dur demek istiyorsak bunun halklarımızın birleşik mücadelesinden başka bir yolu yok. Halklar seslerini ve mücadelelerini yükseltmedikçe katliamlar ve savaş yaygınlaşarak devam edecektir. O yüzden yarın değil bugün, sonra değil şimdi daha güçlü şekilde harekete geçmek zorundayız. Bu katliamın hesabını sormayı başaramazsak daha ağır katliamlara maruz kalmaya devam edeceğiz.

Erdoğan, AKP, devlet ve sermaye savaş bloğunu tüm dünya halkları nezdinde teşhir etmek, bu bloğu parçalamak, dağıtmak zorundayız. Elimizden gelen bütün imkânları kullanarak, tüm yolları deneyerek, bütün kanalları kullanarak Erdoğan ve AKP iktidarını devirmek, faşizme ve iç savaşa gidişi durdurmak, demokratik bir gelişimin önünü açmak zorundayız.

Bu görev Türkiye’nin emekten, barıştan, özgürlükten, eşitlikten, demokrasiden yana insanlarınındır.

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi

Merkez Yürütme Kurulu

08 Şubat 2016