ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü “İsrail’in başkenti” olarak tanıyarak Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınacağını açıkladı. ABD bu hamlesiyle hâlihazırda savaş ve çatışma alanı olan Ortadoğu’ya, pimi çekilmiş bir el bombası daha atmış oldu.
Ortadoğu halkları arasındaki yüzlerce yıllık gerilim kaynaklarının en hassas sinir uçlarından biri olan Kudüs’e ilişkin alınan bu karar, halkları bir kez de Müslüman, Yahudi, Hıristiyan eksenlerinde karşı karşıya getirmek, savaşı, yoksulluğu ve yıkımı sürdürmek dışında hiçbir anlam taşımamakta.
ABD Büyük Ortadoğu rüyasının ana figüranı olarak devreye soktuğu IŞİD’in bölgede işinin bitmekte olduğunu gördüğünden olsa gerek, belli ki şimdi de Ortadoğu halklarını başka eksenler üzerinden karşı karşıya getirmek, savaştırmak istiyor.
Her üç dinden insanın, İsrail ve Filistin halklarının barış ve eşitlik içerisinde yaşamasından başka çözüm yolu olmayan Kudüs’ü Siyonizmin insafına ve inisiyatifine teslim etmek yeni bir savaş ve çatışma ilanı anlamındadır.
Belli ki ABD bu hamlesiyle Arap – İsrail, Müslüman – Yahudi/Hıristiyan eksenlerinde gerilimi büyütmek, bölgede hakların ortak yaşam imkânlarını dinamitleyerek halkları kendisine mahkûm etmek istiyor.
ABD’nin İran’ı ve Rusya’nın bölgedeki etkisini kırmak ve işbirlikçi yönetimler aracılığıyla Ortadoğu’yu tamamen kendi kontrolünde tutmak için bugüne kadar attığı adımlar kan ve gözyaşı dışında hiçbir gelişmeye imkân vermedi. Bu hamlesi de yeni çatışmalardan ve gerilimlerden başka hiçbir sonuç üretmeyecektir.
ABD öncülüğündeki Atlantik Bloku ile Rusya-Çin- İran öncülüğündeki Asyatik Blok arasındaki hegemonya, enerji, pazar, güç ve iktidar savaşı bütün dünya halklarına, ama özellikle de Ortadoğu halklarına büyük bedeller ödetmekte.
Her yıl savaş teskeresini yenileyen TBMM’deki savaşçı bloğun Kudüs gözyaşları ise inandırıcılıktan uzak, adeta bir timsah gözyaşı minvalindedir. “Van Minüt”ten Mavi Marmara’ya, AKP’nin İsrail’le 2016 yılında imzaladığı “Normalleşme Anlaşması”ndan bu yaz imzalanan İsrail’in çaldığı Filistin doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya pazarlama anlaşmasına bu ikiyüzlü tutumun en açık ve acımasız örnekleri devam etmektedir.
Erdoğan, AKP Hükümeti ve yancıları, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyıp ilan etmesinin en büyük destekçileridir. Bölgede halkların ve inançların eşit haklar çerçevesinde barış içinde yaşamasına imkân vermeyenlerin bugün kalkıp ABD’nin Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesini “bölge barışına” karşı bir hamle olarak değerlendirmesi en hafif deyimle ikiyüzlülüktür, tutarsızlıktır, suç batırmadır!
Kudüs’te, Filistin’de, İsrail’de, Suriye’de, Lübnan’da, Yemen’de tüm Ortadoğu’da barışın öncelikli koşulu emperyalist güçlerin bölgeden ellerini çekmeleri ve gerici, diktatoryal iktidarların devrilmesidir. Bunu yapacak olan da Ortadoğu halklarını birleşik mücadelesinden başka hiçbir güç
olamaz.
ABD ve tüm emperyalist güçler Ortadoğu’dan defolun!
Kahrolsun emperyalizm, kahrolsun Siyonizm, Yaşasın halkların eşit, özgür, adil birlikteliği!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu (8 Aralık 2017)
