Ankara’da DİSK, KESK, TTB, TMMOB öncülüğünde, siyasi partiler ve devrimci-demokrat kurumların katılımıyla düzenlenen “Emek Barış Özgürlük Mitingine” yapılan alçak saldırının üzerinden iki yıl geçti.
AKP-Saray iktidarı tarafından Suriye savaşında Esad’a karşı eğitilen, kollanan ve lojistik destek verilen kanlı cihat örgütü İŞİD’in gözü dönmüş katilleri tarafından gerçekleştirilen bu bombalı saldırıda; 102 arkadaşımız, yoldaşımız yaşamını yitirmiş, 500 civarında insanımız ise yaralanmıştı.
Demokrasi talebiyle mitinge katılmak için ülkenin farklı yerlerinden gelerek Ankara tren garının önünde bekleyen kitleye bombayla saldıran insanlık düşmanı iki cani, güya polis tarafından aranıyordu. Daha sonraki süreçte ortaya çıkan bilgiler, poliste kayıtları olan bu canilerin kendi kimlikleriyle otellerde konakladıklarını, yolculuk yaptıklarını ortaya koymuştu.
Daha önce Suruç’ta yine savaş karşıtı, demokrasi talep eden genç insanlara yapılan saldırıda da 34 insanımız ölmüş, 100’den fazlası ise yaralanmıştı.
İnşa edilmeye çalışılan Faşist Diktatörlüğün yolu, aslında bu bombalı saldırılarla örülmeye başlanmıştı. Muhalefet eden, demokrasi isteyen, iyiden ve güzelden yana olan insanlar susturulabilsin, sokağa çıkamasın ve korku, tedirginlik, endişe her şeye hakim olsun diye bombalı bu saldırıların tasarlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
İstanbul’da turist gruplarına yapılan saldırılar dışında; Diyarbakır mitingi, Suruç, Ankara “Emek Barış Özgürlük Mitingine”,Gaziantep’te bir düğüne yapılan saldırı ve diğer saldırıların tümü, demokrasi güçlerine yapılan saldırılardır ve sonrasında ortaya çıkan belgeler bu saldırıların göz göre göre gerçekleştirilmiş olduklarını bize gösteriyor.
AKP-Saray iktidarı, Ankara saldırısı sonrasında, diğer saldırılarda olduğu gibi saldırıyı gerçekleştirenlerin ismini günlerce telaffuz edememiş; “kokteyl saldırılar” gibi muğlak ve hedef saptıran, daha geniş yığınların hassasiyetlerine dokunan, yanılsamalar yaratan açıklamalarıyla İŞİD’i korumaya çalışmıştır.
Günümüz koşulları iki yıl öncesine göre çok daha ağırdır ve faşizmin inşasında çok mesafe alınmıştır. Başta HDP Eş Genel Başkanları olmak üzere Milletin vekilleri, gazeteciler, binlerce siyasetçi cezaevlerinde, muhalif dergiler, gazeteler, TV ler kapatılmış saldırılar her alanda artarak sürmekte ve toplum bir bütün olarak teslim alınmaya çalışılmaktadır. Onların atladıkları şey ne toplum ne muhalifler ne de sosyalistler, devrimciler teslim olmayacağız. Üstümüze gelen bu zifiri karanlığa karşı hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz
Ankara saldırısının ikinci yılı vesilesiyle kaybettiğimiz arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı ve canlarımızı bir kez daha saygıyla anarken, onların demokrasi ve özgürlük talebi için mücadele ederlerken yaşamlarını yitirdiklerini bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız.
Onların demokrasi, barış ve özgürlük isteyen seslerini meydanlardan, sokaklardan eksik etmeyeceğiz.
10 Ekim katliamında ölenleri unutmayacağız, unutturmayacağız!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu
10 Ekim 2017