AKP hükümeti tarafından kamuda çalışan tüm taşeron işçilere koşulsuz kadro sözü verilmesine rağmen, yayınlanan 696 sayılı KHK ile taşeron işçilerin büyük çoğunluğu kadro hakkından yoksun bırakıldı. Yangından mal kaçırırcasına çıkarılan KHK ile daha önce belirtilen “sorunun tüm taraflarca görüşülerek karara bağlanacağı” açıklamasına rağmen AKP hükümetince bu süreç tam bir hukuksuzluğa, kayırmacılığa ve kıyıma dönüştürülmüştür.
Sayısı 1 milyon civarında olan kamuda taşeron işçi olarak çalışan işçilerle ilgili yapılan düzenlemeyle belediye ve il özel idarelerinde çalışan 450 bin taşeron işçinin statüsü, iktisadi teşekkül işçiliği yani şirket işçiliği oldu. KHK düzenlemesinde “Personel ihalesi” şartı arandığı için; ihalesinde personel gideri yüzde 70’in altında olan şirketlerin işçileri ile mal, yapım ve danışmanlık ihalelerinde çalıştırılan işçiler ise kapsam dışında kaldı.
Kendilerine kadro verilmeyerek kapsam dışı bırakılan İSKİ’nin taşeron işçileri İSKİ Genel Müdürlüğü önünde direnişe başlayarak üç gün iş bıraktı. Hak-İş’e bağlı Enerji İş Genel Başkanı Mahmut Altunsoy’un işçilerin talebine sahip çıkacağı yerde, işçilerin eylemine sahip çıkan DİSK üyesi Enerji Sen yöneticilerini kastederek “DİSK’i kovun” diye seslenmesi karşısında işçiler DİSK Enerji Sen’in dayanışmasını sahiplendi. Eylemin kitleselleşmesi sonucunda daha önce kadro başvuru dilekçeleri kabul edilmeyen hatta görüşecek muhatap dahi bulamayan işçilerin başvuruları kabul edilmeye başlandı. Hak-İş’in Genel Başkanı’nın başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere Başbakan Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’na, taşerondan kadroya geçişlerde hiçbir mağduriyet ve sorun yokmuşçasına teşekkür etmesi ise Hak-İş’in devlet ve sermaye yanlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Kapsamda olan işçilere ise güvenlik soruşturması, emeklilik engeli ile sınav şartı getirildi. Yine kamuda çalışan taşeron işçiler, kamuda çalışan kadrolu işçilerle aynı haklara sahip olduklarını, muvazaaya karşı dava açarak mahkemelerce tescil ettirdikleri halde; bu işçilerden hak ve alacaklarından feragat etmeleri ön şart olarak istenildi. Kadroya geçecek taşeron işçilerin işkollarında Yüksek Hakem Kurulu’nca en son bağıtlanmış toplu iş sözleşmeleri sonlanıncaya kadar mevcut hak ve ücretlerle çalışmaya devam edecekleri, ücret ve haklarının mevcut kadrolu işçilerin seviyesine çekilmeyeceği, mevcut kadrolu işçilerin toplu iş sözleşmelerinden yararlanamayacakları hükmü yer aldı. Yürürlüğe konulan düzenlemenin eşitsizlik ve adaletsizliğine karşı yapılacak hukuksal itirazın yolu da, düzenlemenin KHK ile yapılması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılamayacağı için kapalı durumdadır.
Kadro başvurusunda bulunan taşeron işçilerin kamuya geçişlerinde kolaylık tanınacağı söylenmiş olsa da, bu durumdaki işçilerin bir kısmının, düzenlemeyle İş Kanunu’nda yer almamasına rağmen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu dayatılarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması engeli gerekçe gösterilerek kazanılmış çalışma hakları ellerinden alınmıştır. 657 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (D) bendine göre 657 sayılı Kanun hükümleri kamu işçileri için uygulanan koşullar arasında olmamasına rağmen KHK ile bu uygulama getirilmiştir. Bu düzenleme işçi kıyımına neden olmaktadır. DİSK üyesi Genel-İş sendikasının 3 Nisan 2018’de yapmış olduğu basın açıklamasındaki “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve DİSKİ, Bağlar, Yenişehir, Hakkari, Ergani, Sur, Mardin, Tunceli, Yüksekova, Ağrı, Siirt, Mersin ve Akdeniz Belediyelerinde bini aşkın üyemiz güvenlik soruşturması nedeniyle şu anda işsizdir” ifadesi bu kıyımın en somut örneğidir. Yapılan güvenlik soruşturmalarında suçun şahsiliği ilkesi yok sayılmış, ikinci üçüncü derece yakınlara ilişkin bilgilerle işçilerin “güvenlik soruşturmasından geçemediği” açıklanmıştır. Bu örnek de kıyımın ne denli hukuksuzca yapıldığının göstergesidir.
Başka bir hukuksuzluk da yine 696 sayılı KHK’ya göre, emekli olup kamuda çalışan taşeron işçilerinin kadroya alınmamalarıdır. Daha önce bu durum çalışmaya engel değilken, getirilen bu düzenleme ile emekli olup çalışmaya devam eden işçiler ile emekliliğe hak kazanmış olup henüz emekliye ayrılmayan işçilerin kadro başvurularının kabul dahi edilmemesi başka bir hak gaspıdır. Prosedür gereği yapılacağı ve her türlü kolaylığın sağlanacağı söylenen yazılı ve sözlü sınavda,“Afrin Harekatı’nın ismi ve amacı nedir? 15 Temmuz darbe girişimi hakkındaki düşünceleriniz neler?” gibi sorular, bu sınavın AKP iktidarı için bir başka ayıklama yöntemi olarak kullanıldığını net olarak gösteriyor.
DİSK üyesi sendikaların, özellikle bazı belediyelerde Genel-İş üyesi işçilerin kamudaki tüm taşeron işçiler için ayrımsız kadro talebiyle iş bırakarak alanlara çıkması karşısında Hükümet geri adım atarak mağduriyetleri kısmen gidermek zorunda kaldı. Türk-İş, gerçekleşen Başkanlar Kurulu toplantısında, “Taşeron işçilerin kadro düzenlemesinin sosyal taraflarla taslak paylaşılmadan, eleştirileri dikkate alınmadan, TBMM’de müzakere imkanı sağlanmadan, kamuoyunda geniş şekilde tartışılmadan Olağanüstü Hal kapsamında hazırlanmasının uygulamada birtakım sorunlara yol açacağı” görüşünün paylaşılmasında, taşeron işçilerin tepkisinden duyulan korkunun etkili olduğu açıktır.
SYKP olarak hedefimiz, AKP hükümetinin OHAL rejimi altında çıkardığı KHK’larla işçilerin, emekçilerin en temel evrensel haklarını askıya alan, grevlerini yasaklayan, kıdem tazminatı gibi birçok kazanılmış hakkına göz diken, özgür sendikal tercihlerini engelleyen, işçileri işsizliğe ve sefalete mahkum ederek sermayeye peşkeş çeken uygulamalarına karşı yapılması gereken tek şey işçi sınıfı mücadelesini büyütmek ve yapılan tüm saldırıları geriletmektir.
- Taşerondan daimi kamu işçiliğine geçiş KHK ile değil TBMM tarafından düzenlensin, KHK mağduriyetleri son bulsun!
- KİT’lerde çalışan tüm taşeron işçilerin de kadroya geçişleri sağlansın!
- Kamuda çalışan taşeron şirket işçileri daimi kadroda çalışan diğer işçilerle süre sınırı konulmaksızın eşit ücret ve haklarla kadroya alınsın!
- Güvenlik soruşturmaları, emeklilik engeli ve sınavlar gerekçe gösterilerek yapılan hukuksuz ve keyfi işçi kıyımına son verilsin!
- Taşeron işçilerin kazanılmış hak ve alacaklarının yok edilmesine yönelik uygulamalar son bulsun, geçmiş kayıpları tazmin edilerek mağduriyetleri giderilsin!
- Süre sınırı konulmadan tüm diğer daimi kamu işçileri gibi grevli toplu sözleşmeli sendikal haklardan yararlandırılsın!
- Taşeron çalıştırma, özel sektör de dahil bütün çalışma alanlarında derhal ortadan kaldırılsın!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi – Merkez Yürütme Kurulu