Bugün dünyanın dört bir yanında artan savaş, şiddet, ırkçılık, muhafazakarlık, cinsiyetçilik, homofobi, emek sömürüsü ve ekonomik buhran, hali hazırdaki patriyarkal kapitalizmle birlikte kadınlar üzerindeki tahakkümün katlanmasına sebep olmaktadır. Süregelen bu gidişata bir de covid-19 pandemisinin eklenmesiyle küresel sermaye, çıkmaza girdiği süreçte karlarında yaşanan kayıpları, kadın işçiler öncelikli olmak üzere, işten çıkarmalar, çalışma koşullarını esnek ve güvencesizleştirilmesi ve kazanılmış hakların gasp edilmesi gibi hamlelerle giderme telaşına düşmüş durumdadır. Kapitalizm, dört bir koldan pandemi sürecini kendi lehine çevirmek için taarruza geçmişken, elbette daha önce de şahit olduğumuz kriz süreçlerinde olduğu gibi, yol arkadaşı patriyarkayı da yanına alarak ilk ve en güçlü saldırısını kadınlara ve kadın emeğine yönlendirmeye devam etmektedir.
Bu saldırının yanında “Evde Kal” çağrılarıyla büyük bir oranda kamusal alanlardan çekilmek zorunda kalan kadınlar, ekonomik şiddete açık hala getirilmekle beraber, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasasının da uygulanmamasıyla birlikte çekildikleri evlerde şiddet failleriyle baş başa bırakılmaktadır. İnfaz yasasının da yürürlüğe girmesiyle bu koşullar kadınlar için öldürülme tehlikesi manasına gelmektedir. Yani bu koşullarda evler, kadınlar için en az dışarısı kadar tehlikeli bir konuma evrilmiş durumdadır.
Yayınlanan raporlarda gözlemlediğimiz artan şiddet vakaları, tespitimizin haklılığını ve kadınların evlerde güvende olmadığını açıkça göstermektedir.
Bununla beraber pandemi sürecinde şiddete terk edilmiş kadınların, ev içi duygusal ve fiziksel emek yükü büyük oranda artmış bulunmaktadır. Bu artan emek yükünün yanında patriyarka ve kapitalizm işbirliği, kadın emeğini bir kez daha görünmez kılıyor.
Ek olarak ‘evden’ çalışma biçimleriyle sermaye tarafından çalışma saatleri esnekleştirilen kadınlar, ev içi emek yükündeki bu artışında eklenmesiyle,hem patriyarkanın hem kapitalizmin iki yönlü saldırısı sonucunda toplumun bütün kesimlerinden daha ağır bir sömürüyle karşı karşıya kalmaktadır.
Kadınların görünmeyen emeği patriyarkal kapitalizm eliyle yeniden üretilerek yeniden ve yeniden görünmez kılınmakta ve kriz erkekler ve sermayedarlar lehine çevrilmektedir.
Sonuç olarak patriyarka ve kapitalist sistemin dayattıkları, pandemi dönemiyle birlikte kadın bedeni, emeği ve kimliği üzerindeki sömürü/ezilme sarkacını gittikçe arttırmış bulunmaktadır.
Fakat biz kadınlar olarak emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki tahakküm ve denetime, onlarca yıldır olduğu gibi bu pandemi sürecinde de boyun eğmeyeceğiz!
1 Mayısa giderken taleplerimizi bir kere daha haykırıyoruz.
Biz kadınlar,
- Bütün iş kollarında eş değer işe eşit ücret verilmelidir!
- Artan ev içi erkek şiddetine karşı koruyucu-önleyici politikaların hayata geçirilmesini, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284 sayılı kanunun gereklerinin uygulanmasını ve derhal şiddete karşı bir acil önlem planı oluşturulmalıdır!
- EvdeKalmaya çağrıldığımız pandemi günlerinde ev içinde sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için bütün kadınlara acilen gerekli destekler yapılmalıdır!
- Bakım emeği sosyal sigorta kapsamına alınmalıdır!
- Ev içi emekte yıpranma payı göz önüne alınmalıdır!
- Kadınları yoksullaştıran ve ekonomik şiddete açık hale getiren kriz koşullarında kadınların temel gereksinimleri ücretsiz karşılanmalıdır!
- Mülteciler ve yerinden edilmiş kimselerin, salgın hastalıklara ve covid 19’a yaşam koşulları sebebiyle daha açık olduğu bu günlerde mülteci kadınlara konaklama, temel gıda ve hijyen ürünü desteği acilen sağlanmalı ve mültecilerin yaşadığı kamp ve bölgelere sağlık hizmetleri ücretsiz olarak ulaştırılmalıdır!
- Ayrıca ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde virüse karşı sıfır tedbirle çalışmak zorunda bırakılan mülteci kadın işçiler derhal tesbit edilmeli ve ihtiyaçları acilen karşınmalıdır!
- Bütün iş kollarında işten çıkarmalar yasaklanmalı pamdemi bahane edilerek üretimden kadın istihdamının kapı dışarı edilmesine engel olunmalıdır!
- Zorunlu olmayan bütün sektörle de çalışan işçilere medeni hal ve cinsiyet gözetilmeksizin derhal ücretli izin verilmelidir!
- Ücretli izin noktasında toplumsal cinsiyet eşitliğini derinleştiren bütün uygulamalardan uzak durulmalıdır!
Çarklar dursun, sermaye değil işçiler yaşasın!
YIKILASIN PATRİYARKAL KAPİTALİZM!
YAŞASIN SOSYALİZM!
SYKP KADIN MECLİSİ