SYKP İzmir: 16 Nisan’da kapılar faşizme değil, halk egemenliğine aralansın


SYKP İzmir İl Örgütü 25 Şubat Pazar günü Konak Maydonoz Cafe”de gerçekleştirdiği kahvaltı ve basın toplantısı ile referandumda “hayır de sultanlığa” şiarıyla “hayır” kampanyasına başladığı duyurdu. Toplantıya HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP PM üyeleri, HDP İl Eş Başkanı Gülay Bilici, Eski Milletvekili ve Kürd-Pen Eş Başkanı Osman Özçelik, KESK Dönem Sözcüsü Bahri Akkan, ESP, Yeşil Sol Parti ve Birleşik Haziran Hareketi temsilcileri katıldı.

UĞUR: TÜRKİYE HALKLARI DİKTA REJİMİNİ ENGELLEYECEK GÜÇTEDİR

SYKP adına basın açıklamasını MYK üyesi Cavit Uğur okudu. Uğur yaptığı açıklamada Türkiye’de iki temel konunun düşmanlık konusu yapıldığını, bunlardan birinin Gezi Direnişi diğerinin ise 7 Haziran Genel Seçimleri olduğunu ifade etti. Uğur, “16 Nisan’ın yeni bir 7 Haziran olacağını gördükleri için tutuklamalar ve baskılar sürmektedir ancak korkunun ecele faydası yoktur” dedi.

Uğur basın açıklamasında, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, birbirini dengeleyen ve denetleyen yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin ayrılığının yok edildiği kuvvetler birliği sistemidir. Partili cumhurbaşkanlığıdır, tek adam partisi rejimidir. Tüm kurumların ve yaşamın tek adam partisinin renginde ve sultasında olması demektir. Velhasıl tek adam ve tek parti devleti demektir. İşte referandumda oylanacak olan tam da budur!

Bir önceki etabı 2010 referandumu olan tek adam rejimine geçiş sürecini AKP/Saray adım adım bugünlere getirdi. Son bir buçuk yıldır ise, süreç iyiden iyiye hızlandırılmış ve nihayet Saray’ın “Allahın lütfü” dediği 15 Temmuz darbe girişimi tüm hukuksuzlukların kılıfı yapılarak süreç ilerletilmektedir.” diyerek özellikle OHAL döneminde toplumun tüm muhalif kesimlerine yönelik baskılara dikkat çekti.

Uğur basın açıklamasını “Türkiye halkları dikta rejimini engelleyecek güçtedir. 17 Nisan sabahı bir başka Türkiye’nin mümkün olduğu müjdesiyle uyanacağımıza şüphe yoktur!” sözleri ile bitirdi.

KÜRKÇÜ: DEMOKRATİK VE ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR TOPLUM İÇİN BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ

Basın açıklamasının ardından HDP Onursal Başkanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü söz aldı. Kürkçü ise “HDP 2 Mart’ta referandum kampanyasını başlatacak. Bizim için sıradan bir halk oylamasına gitmiyoruz. 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat müdahaleleri altında bile bu toplum teslim olmadı. Faşizm toplumun devlete teslim olduğu andır. 16 Nisan’da bu toplumun bu oylamaya katılan çoğunluğunun kendisini Tayyip Erdoğan’a teslim etmesi demektir. Eğer bu referandumda “hayır” demeyi Türkiye başaramazsa, faşizmden önceki son çıkışı kaçırmış olacaktır.” diye konuştu.

Kürkçü, “Hayır’ı bir AKP ve Tayyip Erdoğan düşmanlığı olarak kurgulamadığımız için herkesin uykuya daldığı, “evet” gerekçelerine ikna olmadığı bir toplantıya onları mahkûm etmiş olduk. Muhalefet şimdiden çok stratejik bir hamle yapmış oldu ve son derece sağlam gerekçeler ve moral ile referanduma doğru ilerliyoruz. Önemli olan bu süreci bir kaotik duruma yol açmadan tamamlayabilmemiz. Bugün başkanlık sisteminin desteği %40’lar civarına takılmıştır. ‘Evet’in çıkabilmesi ancak sandıktan önce yapılacak işlere bağlı. Burada kutupsallaştırma, kaos, güvenlik endişesi, yaşam hakkı kaygısı eğer topluma egemen olabilirse, o zaman 7 Haziran ve 1 Kasım arasında olduğu gibi mütereddit unsurların devlet ve hükümet etrafından- milliyetçilik ekseninde bütünleşmesine doğru bir hareket yaratılabilir. Ancak o zaman ‘evet’ çıkarılabilir. Öte yandan ‘hayır’ diyecek olan %50’nin üzerindeki kesimi sandıktan uzak tutmaya çalışacaklardır. Erdoğan rejiminin elinde kalan seçenekler bunlardır. En Önemli hedefimiz bizim gibi düşünmeyenlerle tartışma kapısını açık tutmaktır. AKP’ye oy vermiş seçmenle Erdoğan’ı aynılaştıran bir kampanya bizim için ‘evet’e çalışmak gibidir. Tüm yurttaşlarla bir diyalog imkânı yakalamamız gerekiyor. Bu anayasaya ‘hayır’ diyenler,  geri kalanlara birlikte özgürleşme vaadini getirerek ancak anlamlı bir seçim yapmaya onları teşvik edebilirler.” ifadelerini kullandı.

Kürkçü SYKP’ye referandum sürecindeki kampanyasında başarılar dileyerek, “diktatörlüğü geriye püskürterek demokratik ve özgürlükçü bir toplum inşa edebilmek için birlikte mücadele edeceğiz” diyerek sonlandırdı.