Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), yaptığı basın açıklamasıyla TV kanalları ve radyoların kapatılmasına tepki göstererek herkese muhalif TV ve radyolarla dayanışmaya çağırdı.
Açıklamanın tamamı:
“AKP-Saray iktidarı, eski koalisyon ortağı cemaatin önderlik ettiği kanlı darbe girişiminin bastırılmasının ardından, çıkarttığı OHAL yasası ve kanun Hükmünde Kararnameler ile Faşist bir diktatörlüğü adım adım inşa etme çabası içindedir.
İktidar yürüyüşünde, ortaklık yaptığı cemaatin devletin tüm kademelerinin içine sızmasına göz yuman ve hatta bunu kolaylaştıran, aralarında gerilim çıkınca da “ne istediniz de vermedik” diyecek kadar işbirliklerini açıklamaktan çekinmeyen Akp-Saray iktidarı, 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek düşünce, inanç ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya, mezhepçi politikalarla demokrasi ve laikliğe yönelik tüm kazanımların yok edilmesine ve ağır bir sömürü düzeninin inşa edilmesine öncülük etmektedir.
AKP-Saray, bütün faşist diktatörlük kurma arzusu içinde olanların yaptığı gibi; kitleleri kandırmaya, algı yaratarak yalan üzerine diktatörlüğü inşa etmeye çalışmaktadır. Güya, demokrasiyi kurtardığından dem vurmakta, bütün baskıcı yasaları bu kurtardığı “demokrasiyi daha da geliştirmek için” uygulamaya soktuğu masalını anlatmaktadır.
AKP-Saray’ın varlığından ve hazırlığından haberdar olduğu ve bunu “Allah’ın bir lütfu” olarak tanımladığı Cemaat darbe girişimi sonrasında tasfiyelerin toplumsal muhalefet güçlerine yöneleceği bilinmez bir durum değildi. Aralarında doku uyuşması bulunan ve emek, demokrasi, laiklik, barış ve kardeşliği savunanlara yeminli düşman olan bu zihniyet, toplumsal muhalefet güçlerine saldırmakta gecikmeyecekti.
“Cemaati tasfiye ediyorum” diyerek, binlerce devrimci-demokrat kadroyu işten atarak ya da açığa alarak, iş yasalarını sermaye lehine yeniden düzenleyerek diktatörlüğünü kurmak isteyen AKP-Saray, şimdi OHAL’i 3 ay daha uzatmaya hazırlanmakta ve bu arada medya üzerindeki baskılarını daha da arttırma yoluna gitmektedir. Medya patronlarını ekonomik yaptırımlarla kıskaca aldığı gibi, yayın yönetmenlerini de işbirlikçi ‘zavallılar’ konumuna getirmekte beis görmemektedir. 12 Eylül Cuntası sonrası dönemin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı yılların gazetecisi Burhan Felek’in Kenan Evren’in elini öpmeye kalkmasından beter bir durumla yüz yüze olduğumuz görülmelidir. Yaygın medyanın neredeyse tümünü ele geçiren, kendi kadrolarını buralarda subaşlarına yerleştiren iktidar, kısıtlı imkanlarıyla ve üzerlerinde onlarca denetim mekanizmasına karşın faaliyet sürdüren televizyonları, gazeteleri ve radyoları kapatarak, muhalefet güçlerini susturmaya çalışmaktadır.
Hiçbir gerekçe göstermeden Türksat eliyle Hayatın Sesi TV, TV 10, Jiyan TV, Zarok TV Azadi TV, Van TV’nin aralarında olduğu 12 kanal ve birçok radyo yayını kapatılırken bu furyanın devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Eğer bu uygulamalara ve faşizm tehdidine karşı güçlü bir barikat kurulamaz ise, yakın zamanda diğer toplumsal muhalefet güçleri kapsamında değerlendirebileceğimiz yayın kuruluşlarının başına da dün Gündem gazetesinin, bugün de kapatılan TV’lerin başına gelenin aynısı gelecektir. Kürtlere tahammül edemeyen bu iktidarın, Alevilere de hiçbir tahammülünün olmadığı, olamayacağı açıktır.
Vakit geçirmeden demokrasiden yana olan bütün güçlerin yan yana gelerek bu faşist diktatörlük tehdidine karşı güçlü bir direniş hattı örmesi yaşamsal önemdedir.
SYKP olarak, TV kapatma ve karartmaları protesto ediyor, herkesi muhalif TV ve radyolarla dayanışmaya davet ediyoruz.”