Partimizin, Halkların Demokratik Partisi’nin 7 Haziran 2015 Seçimleri’ndeki büyük başarısı müesses nizamın temsilcilerini büyük bir korkuya sürükledi. Gezi’den beri ideolojik ve siyasi hegemonyasını adım adım yitirmeye başlayan AKP İktidarı, iktidar katından düştüğünde işlediği suçların hesabını vermek zorunda olduğu için MHP ve Ergenekon ile ittifak kurarak Türkiye’yi karanlık bir tünele soktu. O tarihten itibaren Türkiye fasit bir daire içine girdi. İktidar katında tutunmak için baskı, terör ve savaş siyasetinin derinleştirilmesi daha fazla baskı terör ve savaş siyaseti üretmekten başka bir şeye hizmet etmiyor. Zira zorbalık iktidar katını işgal eden ittifakın çimentosu, yapıştırıcı tutkalı…
Tanık olduk, oluyoruz, Türkiye 7 Haziran 2015 Seçimleri’nden beri her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bu süreci tersine çevirecek tek bir yol var: AKP-MHP Bloku’nun iktidar katından indirilmesi… Bu gerçekleşmedikçe Türkiye’nin gün yüzü görmesi mümkün değildir. Bu da sihirli bir formül gerektirmiyor. AKP-MHP İktidar Bloku’na karşı en geniş güçlerin birliğini sağlamak, bunun ortaya çıkaracağı dinamizmi bir kaldıraç noktası olarak kullanarak mücadeleyi yükseltmek yeterlidir. Lakin CHP ikircimli tutumuyla yalpalıyor, İyi Parti “Kürt fobisi” ile ürkütülüyor, kitle örgütleri ve sosyalist sol gerekli yaratıcılığı, birleşme esnekliğini gösteremiyor. En geniş güçlerin birliği sağlanamadığı için de AKP-MHP İktidar Bloku’nu yerinden etmek, iktidar katından indirmek mümkün değilmiş gibi görünüyor. Bu görüntü yanıltıcıdır. 31 Mart Genel Yerel Seçimleri, tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri ve yayımlanan kamuoyu araştırmaları AKP-MHP İktidar Bloku’nun bir sıkımlık canı olduğunu gösteriyor. En geniş güçlerin birliği sağlandığı takdirde bu böyledir tabi ki. Devletin olanaklarını elinde bulundurmak, kolluk kuvvetlerini iktidarı için sopa olarak kullanmak vb. birçok faktörden dolayı inşa etmek istediği faşizmi kurumsallaştırma ve yerleştirme sürecine ilerletme olanaklarına sahiptir AKP-MHP İktidar Bloku… Bunu da unutmamalıyız.
Demokrasi Yürüyüşümüz bu gidişatı tersine çevirme yönünde bir adım olduğu takdirde anlam kazanacaktır. Bu nedenle AKP-MHP iktidar Bloku’ndan rahatsız olan herkese, bütün kesimlere, siyasi partilere, kitle örgütlerine, yurttaşlara sesleniyoruz. HDP’nin yürüyüşü AKP-MHP İktidar Bloku’ndan rahatsız olan herkesin yürüyüşüdür. Bunu gelin Demokrasi Yürüyüşümüze bir fiil katılın manasında söylemiyoruz. Katılım kuşkusuz bizi memnun eder lakin esas kastımız AKP-MHP İktidar Bloku’ndan rahatsız olan herkesin kendi bildiği yol ve yöntemle mücadeleye girişmesidir.