1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü, bu yıl küresel salgın koşullarında işçi sınıfı, kadınlar ve ezilen halklar için hayatın birkaç kat daha zorlaştığı günlerde kutlanıyor. Kapitalizm, var olduğu müddetçe işçi sınıfını sömürmekle kalmadı; aynı zamanda ölümüne çalıştırdı. Yerin yüzlerce kat altında maden ocaklarında, kavurucu sıcaklarda harman yerinde, bir şantiyede onlarca kat yükseklikte, bir tersanede gemi sökerken, bir atölyede elektrik çarpmasıyla, bir fabrikada zehirleyerek ve daha nicesi…
İşçi sınıfı canı pahasına hayatı var ediyor
Şimdilerde ise, pandemi zamanlarında, sermaye sınıfı ve onun devletleri, çarkların dönmesi ve paraların oluk oluk akması için her şeyi göze almış durumdalar. İşçiler, her an COVID-19 ile yüz yüze ölümüne çalıştırılıyor. Hayat, işçi sınıfı için artık tam anlamıyla ölüm-kalım meselesine dönüşmüş durumda. Hele sağlık emekçileri, kendilerini koruyacak ekipmanlardan yoksun, canları pahasına salgınla mücadele ediyor. Kapitalizm öldürmeye devam ediyor; salgın oluyor bu kez, emekçilerin ciğerlerine saldırıyor. Galataport Şantiyesi’nde Hasan Oğuz’u, Silifke’de aile hekimi Erdinç Şahin’i ve onlarca işçiyi katlediyor. Salgın hızla yayılıyor işçiler arasında. Canı tatlı zenginler kendilerini karantinaya alırken paraları eksilmesin diye yoksulları, işçileri ölüme göndermekten geri durmuyorlar. AKP/Saray, işten çıkarmayı yasakladım yalanıyla işçileri 1170 TL ile açlığa mahkûm ediyor.
Bu dünyayı, bu ülkeyi kimlerin canı pahasına ayakta tuttuğunu herkesin anladığı zamanlardan geçiyoruz. İşçi sınıfı üretiyor, var ediyor, can kurtarıyor, hem de kendi canlarını hiçe sayarak.
AKP/Saray İktidarı hayatı hiçe sayıyor
Türkiye’de ise kapitalizm, bir yandan salgın olup vuruyor; diğer yandan savaş oluyor, doğa talanı oluyor, hayat pahalılığı-açlık oluyor, erkek şiddeti oluyor, zor oluyor, zindan oluyor. AKP/Saray iktidarı, siyasî tutsakları zindanda tutuyor; katil erkeği evine gönderiyor. İhaleler düzenliyor doğa talanına devam etmek için. Halk iradesini hiçe sayıyor, kayyum oluyor. Suriye’de savaş oluyor, halkların üzerine yağıyor. Zam üstüne zam oluyor. Emekçiye gelince damla damla veriyor. Göçmene gelince duymaz oluyor, görmez oluyor.
Artık Yeter! Bu salgına dur de! Çarkları durdur!
Her gün kapı kapı yük taşıyan kargo işçisi,
O şehirden bu şehre kamyonları sürükleyen nakliye işçisi,
Bir sandalyede saatlerce çalışan büro işçisi, market işçisi,
Hiç durmayan inşaatlarda canı pahasına tuğla döşeyen inşaat işçisi,
Sabah akşam yollarda bitap düşen temizlik işçisi,
Mahalle bakkalında borç biriktiren emekliler,
İşsiz gençler,
Şiddet gören, yine de babasına kocasına bakmak zorunda olan kadınlar,
Odadan odaya koşuşturan hemşireler,
Gece gündüz hayat kurtaran hekimler,
Sizler birlik olunca bu düzen yıkılacak! Bu, gün gibi ortada. Artık bir çağ dönümünün eşiğindeyiz. Sermayenin kanlı sömürü düzeninin karşısına, emeğin özgür dünyası, kardeşliğin, dayanışmanın dünyası çıkacak. Emekçiler, ezilen halklar, göçmenler, kadınlar ölüme terk edilmeyecek. Eskisi ölüyor, yenisini hep birlikte kuracağız! Bu düzen gidecek, sosyalizm gelecek!
Bu 1 Mayıs, nerede olursak olalım, hep bir ağızdan haykıracağız;
Savaşa değil, sağlığa bütçe!
Siyasî tutsaklar serbest bırakılsın!
Kadınlara şiddet uygulayan erkekler derhal yargılansın!
Zorunlu olmayan tüm işler acilen durdurulsun. İşçilere ücretli izin verilsin!
Salgın bahanesiyle işsiz bırakılanlara asgarî ücret bağlansın!
Su, elektrik, doğalgaz borçları silinsin, salgın boyunca bedava olsun!
Patronlardan servet vergisi alınsın!
Başta sağlıkçılar olmak üzere, tüm KHK’liler işlerine iade edilsin!
Özel hastaneler kamulaştırılsın!
Tüm sağlık hizmetleri parasız olsun!
Sağlık emekçilerine çift maaş ödensin!
Asgarî ücrete ve emekli maaşlarına yüzde 50 zam yapılsın!
Dayanışma ağlarını büyütelim, kardeş aile kampanyasını destekleyelim!
Küresel salgına karşı enternasyonal dayanışma!
Yaşasın 1 Mayıs! Bijî Yek Gulan!
Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu