Şimdi şöyle haykırmanın zamanıdır: HDP’ye Dokunma! Hepimiz HDP’liyiz!

AKP-MHP İktidar Bloku’nun direktifleriyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzmece bir iddianame hazırlayarak HDP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş olması Türkiye siyaseti ve demokrasisine yönelik darbe girişiminden başka bir şey değildir.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun dokunulmazlığının kaldırılmasının hemen ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP’nin kapatılması için girişimde bulunulması Türkiye siyaseti ve demokrasisine yönelik darbenin aynı siyasal merkez tarafından planlandığını çok açık bir biçimde göstermektedir.

Türkiye siyaseti ve demokrasisine darbe yapmaya yeltenenler şunu çok iyi bilmelidir ki, HDP kendisini sadece parlamenter alanda verilecek mücadele ile sınırlandırmış bir siyasi parti değildir. HDP, AKP-MHP İktidar Bloku’nun ve her türden yandaşının bütün kriminalize etme çabalarına rağmen toplumumuzda demokrasi talep eden bütün kesimlerin, Türkiye’nin işçilerinin, emekçilerinin, ezilenlerinin, kadınlarının, LGBTİ+’larının, Kürtlerin, Alevilerin, hangi neden ya da gerekçeyle olursa olsun ötekileştirilmeye çalışılan bütün kesimlerin sesi, sözü, aklı ve vicdanı olmak için uğraş veren bir siyasal harekettir. Kuruluşundan bugüne HDP hakikatine, onun yürütmüş olduğu siyasal ve sosyal mücadeleye yüzeysel bir bakış bile bu çıplak gerçeği kanıtlamaya yeterlidir. Bu nedenle HDP’ye yönelik her türden saldırı bir siyasal parti olarak sadece HDP’ye yönelik bir saldırı değildir. Toplumun demokrasi ve hak talep eden bütün kesimlerine, özcesi halka yönelik bir saldırı, halk düşmanı bir saldırıdır.

Bu nedenle HDP’ye yönelik kapatma davası girişimi;

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin direnişçilerine,

Kararlılıkla bedenine, kimliğine sahip çıkma mücadelesi veren kadınlara,

Covid 19 pandemisinin yıkıcı koşullarında her gün uğraya geldikleri hak kayıpları için mücadele eden bütün kesimlere yönelik bir saldırıdır.

Genel Yerel Seçimler AKP-MHP İktidar Bloku’nun bir ayağının çukurda olduğunu kanıtladı. Tekrar edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri, hukuk cambazlıklarıyla iktidardan kalmak isteyenlerin suratına halkın nasıl okkalı bir şamar indirdiğini dosta düşmana gösterdi.  

Ayak oyunlarınız, hukuk cambazlıklarınız sökmez!

HDP bütün kriminalize etme çabalarınıza rağmen siyasal iktidarın zorbalıklarına karşı direnenlerin sesi, soluğu, vicdanıdır. Halkı topluca ortadan kaldırmadığınız müddetçe HDP’yi susturamaz, ortadan kaldıramazsınız!

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi bütün demokrasi güçlerini, bütün vicdanlı yurttaşları HDP şahsında gerçekleşen bu halk düşmanı saldırıyı defetmeye çağırmaktadır.

HDP’li olmayabilirsiniz,

HDP’nin politikalarını eleştiriyor olabilirsiniz,

HDP’yi beğenmiyor olabilirsiniz,

Bu şu çıplak hakikati değiştirmez:  Bu saldırı iktidar koltuğundan inmemek için Türkiye’yi uzun yıllar karanlık bir tünele sokmak isteyen küçük bir azınlığın, halkın sırtında asalak bir ur haline gelmiş bir iktidar kliğinin saldırısıdır.

Mesele artık HDP meselesi değildir.

Mesele artık, bu iktidarı ayakta tutacak, sömürü düzeninin sürmesini sağlayacak, her gün gençleri geleceksizleştiren, kadın cinayetlerinin her gün sürmesini sağlayan, toplumsal hayatın bütün düzeylerinde otoriterleşmeyi ayakta kalmasının yegane koşulu olarak gören bir rejimin saldırısıdır.

Bu çıplak gerçek bütün toplum kesimlerinin HDP’nin etrafında kenetlenmesini zorunlu kılmaktadır.

Şu söz şimdi değilse ne zaman söylenecektir?

Hepimiz HDP’liyiz!

HDP’ye dokunma!

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi

Merkez Yürütme Kurulu