İnanna’ın Enki’ye, Kybele’nin Zeus’a, Spartaküs’ün Crassus’a, Şeyh Bedrettin’in Mehmed Çelebi’ye, Pir Sultan Abdal’ın Kanuni Sultan Süleyman’a, Paramaz’ın Enver Paşa’ya, Eleni Çavuş’un Topal Osman’a, Ali Şer ve Zarife’nin Sakallı Nurettin’e karşı direnişinin arkasında hep zulme ve sömürüye isyan vardı.
Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı başkaldırısını anlatan Newroz efsanesi de insanlığın direniş geleneğinin devamıydı. 2600 yılı aşan tarihiyle, Newroz’a, yaşandığı varsayılan süreçten bu güne pek çok anlam yüklendi. Newroz binlerce yıldır açıktan ya da gizliden Kürtlerin en önemli tarihsel sembollerinden biri oldu. Ancak Kürt Özgürlük Hareketi’nin Newroz’u “milli bayram” olmanın ötesinde, başkaldırı sembolüne dönüştüren mücadelesiyle Newroz güncel bir özgürlük sembolü haline geldi. Mazlum Doğan’ın teslimiyeti kabul etmeyerek Diyarbakır zindanındaki zulme karşı direniş bayrağını açmak için bir Newroz günü, 21 Mart 1982’de bedenini ateşe vermesi, Newroz’un güncel anlamını kazanma sürecinin de fitilini ateşlemiş oldu. Bu direniş kıvılcımı 90’larda Kürdistan kentlerinde; Nusaybin, Cizre, Silopi ve İdil’de büyük bir isyan ateşlerine döndü.
Kürt Özgürlük Hareketi’nin bir direniş mirası olarak Ortadoğu halklarına armağan ettiği Newroz bayrağı, artık elden ele tüm halkların elinde zulme, eşitsizliğe ve sömürüye karşı direniş sembolüne dönüşmüştür.
Ortadoğu ve ülkemizin ateşten bir çemberin içinden geçtiği bu süreçte Newroz bize dayatılan sömürü ve baskı düzenine direniş; halklarımızın özgür, adil, eşit, demokratik ve barış içinde bir arada yaşayacağı bir ülke, bölge ve dünya kurmak için devrimci cüret anlamını taşımakta.
Ezilenlerin tarihsel direnişinin bugünkü sembollerinden olan Newroz bayrağı, egemenler ve onların işbirlikçileri tarafından teslimiyetin “Nevruz” bayrağına dönüştürülmek; Dehak’ların iktidarını yıkarak değil, onlarla işbirliği yaparak direniş sönümlendirilmek istenmekte. Örneğin güncel Dehak Erdoğan ve ittifakı Newroz’u Nevruz’laştırmak istiyor. Kürt Halkı direnişten vazgeçsin, böylece onlarla birlikte onların örnek olduğu, önderlik ettiği tüm direnişler dizlerinin üzerine çöksün istiyorlar. Başkanlık referandumunda istediği “evet” oyu aslında teslimiyete, Dehak düzenine “evet” anlamına gelmekte.
Nasıl ki Kawa’nın Ninova’da yaktığı ateş bu teslimiyetçiliği sona erdirip Dehak’ın sonunu getirmişse; dün Amed zindanlarında, bugün de Kobane’de, Şengal’de yakılan direniş ateşi de bu teslimiyetçiliğin ve günümüz Dehaklarının sonunu getirecektir.
Bugün Newroz’a Kürt Halkının özgürlük ve eşitlik direnişinden çok daha fazla anlamlar yüklenmiştir. Newroz aynı zamanda emeğin, ezilen cinslerin, inançların özgürleşeceği bir toplumun da muştucusudur. Özgür, eşit, adil, demokratik bir Ortadoğu’ya geçişin en büyük kapılarından biridir. O yüzden Newroz’a sahip çıkmak özgürlüklere ve barışa, eşitliğe, adalete sahip çıkmaktır.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi olarak Kürt Halkının insanlığa armağan ettiği bu direniş bayrağını onurla sahipleniyor, Dehakları ülkemizden ve yeryüzünden silene dek, bütün insanlığa eşitliği ve özgürlüğü muştulayacak o büyük ateşi yakana dek halklarımızı Newroz bayrağını hep birlikte dalgalandırmaya çağırıyoruz.
Newroz Pîroz Be!
Bijî Newroz! Bijî azadî û wekheviya hemu gelan!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu
16.03.2017