“Newroz: Halkların ve Emekçilerin Özgürleşme Bayramı”

newroz

Merkez Yürütme Kurulumuz Newroz’a dair yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada, “Bugünün Dehakları olan sömürgeciler, despotlar ve kapitalistlere karşı Demirci Kawa, halkların ve emekçilerin örgütlü mücadelesinde vücut buluyor.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Newroz: Halkların ve Emekçilerin Özgürleşme Bayramı

Bu yıl Newroz, siyasi iktidarın giderek daha da despotlaştığı, kendi hukukunu bile ayaklar altına aldığı, ulusal ve sınıfsal baskının, yolsuzlukların, hayat pahalılığının, işsizliğin, yoksulluğun arttığı bir döneme denk geliyor. Biz halklar ve emekçiler için koşullar sertleşir ve ağırlaşırken, Newroz ateşinin temsil ettiği özgürlüğe olan özlemimiz ve ona ulaşma irademiz de her zamankinden daha güçlü. Öncelikle Newroz’u bedenleriyle, kanlarıyla, canlarıyla özgürlük bayramına ve özgürlük için mücadele gününe çeviren Kürt halkı olmak üzere tüm Ortadoğu, Kafkasya ve Asya halklarının Newroz’unu kutluyoruz.

İktidar örgütlü Kürt’ün düşmanı

Türkiye’deki Saray/AKP-MHP iktidarı özgürlük, demokrasi ve halklarla eşitlik temelinde kardeşlik talebini örgütlü ve kararlı biçimde savunan Kürt halkının düşmanıdır. Geçmişte Türkiye’nin muktedirleri Kürt ulusal kimliğini de, Kürtçe’yi de tümüyle inkar ediyor, tarihten silmeye çalışıyordu. Kürt halkı muhteşem bir direnişle bu inkar ve imha politikasını boşa düşürdü. Şimdiki muktedirler ise Kürtlerin ve Kürtçe’nin varlığını tanımayı, kendilerine biat edilmesi koşuluna bağlıyor. Varlıklarını kendi öz güçleriyle güvence altına alan ve taleplerini örgütlü iradeleriyle savunan Kürtler ise hain ve düşman kabul edilip varlıkları ve kazanımları yok edilmeye çalışılıyor. 

Bu düşmanlık ve imha politikası sadece Türkiye sınırları içinde değil, Kürdistan coğrafyasının diğer parçalarında da aynı şiddet ve zulümle hayata geçirilmeye çalışılıyor. Rojava ve Başur’da Kürt halkının kazanımlarına hava ve kara saldırıları, işgaller, gizli operasyonlar, açık politik hamleler vb ile saldırılar kesintisiz biçimde sürdürülüyor. 

Kürtler karşısında hukuk devre dışı

Türkiye tarafında ise muktedirler kendi hukuklarını hatta yasalarını alenen çiğneyerek Kürt halkının seçilmiş siyasetçilerini, yerel yöneticilerini uydurma gerekçelerle hapse atıyor, vekillerin görevine son veriyor, belediye başkanlarının yerine kayyımlar atıyor. Kürt meselesinin barışçıl çözümünü ve ortak yaşamı savunan HDP’nin binlerce yöneticisi hapse atılıyor veya ceza yağmuruna tutuluyor. HDP’nin eski eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’a rehine muamelesi yapılıyor; haklarındaki “hukuk ihlali” kararlarına rağmen serbest bırakılmıyorlar. Türkiye’nin 3. büyük partisi olan, 6,5 milyon seçmenin oy verdiği HDP hakkında sudan gerekçelerle kapatılma davası yürütülüyor.

Hasta mahpuslar serbest bırakılmıyor, siyasi tutsaklar ağır bir baskı altında ve sağlığa uygun olmayan koşullarda tutuluyor. Şartlı tahliye sürelerini doldurup serbest bırakılması gereken siyasi mahpusların tahliyeleri çeşitli bahanelerle engelleniyor.

Kürt halkının “önder” olarak benimsediği Abdullah Öcalan üzerinde uzun yıllardır yasalara da, insanlığa da sığmayan mutlak bir tecrit uygulanıyor. 

Bu Newroz’da, Kürt emekçi ve yoksul kitleler, Türk, Arap, Çerkes, Laz, Boşnak, Gürcü, Roman ve diğer halklardan sınıf kardeşleriyle birlikte, kapitalist sistemin ve Saray iktidarının sorumlu olduğu ekonomik krizin ağır sonuçlarıyla boğuşuyor. Hızla artan hayat pahalılığı, ücretlerin alım gücünün günden güne azalması, ödenemeyecek tutarlardaki faturalar, giderek yaygınlaşan işsizlik ve bunları toplamı olarak derinleşen yoksulluk ve sefalet halkın belini büküyor. 

HDP faşizmin önünde en güçlü barikat

Ama bütün siyasal ve ekonomik baskılara, ulusal ve sınıfsal tahakkümün ağırlaşmasına, AKP-MHP faşizminin saldırılarına karşı direniş ve mücadele de bir o kadar kararlılık ve istikrarla yükseliyor. Kürt halkı her türlü şiddet, baskı, kara propaganda ve ideolojik etkileme girişimlerine karşı örgütlü ve politik çizgisine sıkı sıkıya bağlı biçimde dimdik duruyor. HDP faşizmin kurumsallaşmasının, siyasal İslamcılığın önündeki en güçlü barikatı ve mücadele odağını oluşturuyor.

Zamlara karşı işçisi, kamu emekçisi, esnafı ile en geniş halk kesimleri tepkisini sokağa döküyor. Ücretlerinin alım gücünün hızla erimesine, patronların sömürüyü artırmasına, sendikal örgütlülüğünün engellenmesine, ağır çalışma koşullarına karşı işçiler dört bir yanda direnişe geçiyor. Kadın cinayetlerine, kadınların eşitlik hakkının tanınmamasına, patriyarkal kapitalizme karşı kadınlar “vardık, varız, var olacağız” diyerek en canlı toplumsal dinamik olduklarını en son 8 Mart’ta bir kez daha ortaya koydu. Gençler “Yurtsuzlar”, “Barınamıyoruz” gibi eylemliliklerle bugünlerini ve geleceklerini savunuyor. 

Demirci Kawa mücadelemizde vücut buluyor

Demirci Kawa ile zalim Dehak’ın savaşında simgeleşen sınıflar mücadelesi, farklı biçimler altında bugün de sürüyor. Bugünün Dehakları olan sömürgeciler, despotlar ve kapitalistlere karşı Demirci Kawa, halkların ve emekçilerin örgütlü mücadelesinde vücut buluyor. 

Bu coğrafyanın tüm emekçileri olarak sömürüye, işsizliğe, yoksulluğa, faşizme karşı mücadelemizi 8 Mart’tan aldığımız enerji ve Newroz’dan alacağımız ivmeyle 1 Mayıs’a taşıyalım!

Taleplerimiz

SYKP olarak, her şeyden önce Kürt halkının kendi kaderini kendisinin tayin etme hakkının sonuna kadar yanındayız. 

Anadilinde eğitim hakkı tanınmalı, Kürtçe ve Kürt kültürü üzerindeki baskılar kaldırılmalıdır. Kürt illerindeki seçilmişlerin davaları düşürülmeli, belediye eşbaşkanları ve meclis üyeleri görevlerine dönmeli, öz-yönetim hakkı yasallaşmalıdır. Başta HDP eski eş başkanları ve vekiller olmak üzere HDP yönetici ve üyeleri serbest bırakılmalıdır. Aysel Tuğluk ve tüm hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı, hapishanelerde siyasi tutsaklar üzerindeki baskılar, tecrit uygulamaları durdurulmalıdır. Cezaevlerinde son olarak Garibe Gezer örneğinde görülen şaibeli ölümlerin tümü araştırılmalıdır. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır.

Türkiye, sınır-ötesi saldırı, suikast, işgal eylemlerine son vermeli, Kürtlerin yaşadıkları bölgelerde kurdukları öz-yönetim kurumsallaşmaları tanınmalıdır. 

Yaşasın Newroz – Newroz Pîroz Be

Yaşasın Halkların Eşitlik ve Kardeşliği

Yaşasın tüm halkların emekçilerinin ve ezilenlerinin özgür gelecek için ortak mücadelesi

SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ (SYKP)

MERKEZ YÜRÜTME KURULU