Kızıldere’den Samandağ’a Devrim ve Sosyalizm Mücadelesi Sürüyor!

Merkez Yürütme Kurulumuz yaptığı açıklamayla 30 Mart 1972’de Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan ve yoldaşlarını; 30 Mart 1995’de Samandağ’da faşist pusuyla öldürülen Mehmet Latifeci’yi andı.

Açıklamada, “Bugün bir deprem bölgesi olan Hatay’da devletin afeti felakete çevirmesine ve bunu fırsata çevirerek demografik yapıyı değiştirme girişimine karşı direniş barikatını ören Partimizin mayasında Mahirlerin ve Latifecilerin mirası vardır.” vurgusu yapıldı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Zulme teslim olmayan, zalime boyun eğmeyenler yolumuzu aydınlatıyor!
Kızıldere’den Samandağ’a devrim ve sosyalizm mücadelesi sürüyor!

Nerede sömürü, eşitsizlik, baskı, adaletsizlik, zulüm, asimilasyon, cinsiyetçilik, doğa düşmanlığı varsa, biliyoruz ki orada direnen devrimciler vardır. Yaşadığımız topraklarda zulmün en karanlık zamanlarında dahi gerekirse yaşamlarını meşale edip yolu aydınlatan devrimciler oldu, olmaya da devam edecek. 

30 Mart, Türkiye devrim mücadelesinin biri Kızıldere’den, diğeri Samandağ’dan iki direniş mevziinin bilinçlerimize ve yüreklerimize kazındığı tarihtir. 

30 Mart 1972’de Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy Tokat Niksar’ın Kızıldere köyünde kuşatıldıkları kerpiç bir evde katledildiler. 30 Kasım 1971’de Maltepe askeri hapishanesinden firar eden Mahir Çayan’ın önderliğindeki Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) savaşçıları ile Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) savaşçıları Cihan Alptekin ve Ömer Ayna ölüme sayılan günler özgürlüğe sayılsın diye yollara düştüler. Amaçları Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamını engellemekti. 

Kızıldere katliamı ile devrimci hareketi yok edeceğini düşünen devletin planları On’ların direnişiyle suya düştü. Ardından daha da büyüyerek gelen gençlik ve sınıf hareketi Kızıldere’de bırakılan ayak izine basarak devlete cevap verdi. Aradan geçen bunca yıla rağmen hala bir direniş bayrağı olarak dalgalanan Kızıldere’den bizlere kan ve gözyaşı değil, devrimci mücadele ve devrimci dayanışmada ısrar miras olarak kaldı. 

30 Mart’ta bilinçlerimizde ve yüreklerimizde ışıldayan diğer bir direniş simgesi ise 1995 yılında devletin tetikçileri tarafından katledilen Mehmet Latifeci ve babası Yahya Latifeci’dir. Devletin her türlü baskı, tehdit, gözaltı ve tutuklamasına rağmen Arap halkının devrimci uyanışının öncüsü ve halkların kardeşliği mücadelesinin ödünsüz savunucusu olan Mehmet Latifeci, Mahir’lerden miras aldığı direniş ve dayanışma bilinciyle devletin ve sermayenin hedefi haline geldi. 

Latifeci, Arap Alevi / Hristiyan halkına yönelik asimilasyon ve imha politikalarına karşı direnen, Arap ve Kürt halkının birlikte mücadelesini tavizsiz savunan, işçi direnişlerinde ön safta duran bir komünistti. Kıvılcımı öğretisinden edindiği sınıf mücadelesini tarihsel/komünal direniş öbekleriyle buluşturma perspektifini teoride ve pratikte en iyi uygulayanlardandı.

Mehmet Latifeci ve Yahya Latifeci’yi katleden devlet aklı tıpkı Kızıldere’de olduğu gibi direnişi kırmayı, Arap halkının uyanışını engellemeyi hedeflemişti, ancak bu planları tutmadı. Bugün Latifeci’nin mücadele mirasını SYKP üstleniyor ve ileriye taşıyor. Latifeci’nin yoldaşları, Ondan aldıkları bilinç ve mücadele azmiyle hem Arap halkı içerisinde hem de oradan aldıkları güçle ülke genelinde faşizme karşı direnişin bayrağını yükseltiyor.

Bugün bir deprem bölgesi olan Hatay’da devletin afeti felakete çevirmesine ve bunu fırsata çevirerek demografik yapıyı değiştirme girişimine karşı direniş barikatını ören Partimizin mayasında Mahirlerin ve Latifecilerin mirası vardır.  

SYKP olarak elden ele iletilen bu direniş ve dayanışma bayrağını tutmanın onuru ve heyecanıyla haykırıyoruz; Kızıldere’den Samandağ’a devrim ve sosyalizm mücadelesi bitmedi sürüyor ve sürecek zafere dek!

SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ (SYKP)

MERKEZ YÜRÜTME KURULU

30 Mart 2023