Bundan 6 yıl önce, 3 Ağustos 2014’te Mezopotamya’nın tarihine karanlık bir sayfa daha eklendi. IŞİD’e bağlı çeteler tarafından Şengal’de aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da olduğu 5 binden fazla Êzidî Kürt katledildi, binlercesi rehin alındı, hayatta kalanlar ise topraklarını terk etmeye zorlandı. Kadınlar kaçırıldı, köleleştirildi, pazarlarda satıldı. Bu, daha dün sayılabilecek bir tarihte, tüm “demokrasi, insan hakları, özgürlük şampiyonu” emperyalist-kapitalist devletlerin gözlerinin önünde gerçekleştirilmiş bir soykırımdır. Êzidîlerin deyimiyle 73’üncü Ferman’dır.
Mezopotamya’nın kadim inanç topluluğu olan Êzidîler, tarih boyunca bölgeyi işgal eden güçler tarafından baskılara maruz bırakıldı, katliamlara (ferman) uğratıldı. Geçen yüzyılın başlarında Kürdistan coğrafyasında sayıları yüzbinlerle ifade edilen Êzidî Kürtler, bu tarihlerde Osmanlı Ordusu ve yerel Müslüman Kürt feodal beylerin ortak yürüttüğü bir soykırıma uğratıldılar. Hayatta kalabilenlerin büyük çoğunluğu Avrupa ülkelerine ve Ermenistan’a göç etmek zorunda kaldı. Bugünkü Türkiye sınırları içinde, sadece birkaç köy ve birkaç yüz Êzidî kaldı. Ama tüm bu katliamlara, soykırıma ve soysürümlere karşın, Êzidîler direnerek kendi inançlarını, kültürlerini, varlıklarını bugüne kadar korudular.
Êzidîlere yönelik katliamların sonuncusunu ise 6 yıl önce, kimi emperyalist ve bölge devletlerinin güncel çıkarlarına uygun düştüğü için destekledikleri ve önünü açtıkları günümüzün en vahşi, en karanlık ve insanlık dışı örgütü olan IŞİD gerçekleştirdi. Türkiye’nin yöneticileri, çıkarlarına uygun gördükleri ve itikadi yakınlık duydukları IŞİD canavarlarını Kürtlerin Kuzey Suriye’deki güçlerine ve kazanımlarına karşı savaştıkları sürece örtülü biçimde desteklediler. IŞİD’ci cellatları “öfkeli çocuklar” olarak mazur gösterdiler. IŞİD’in elindeki petrolü satın alarak onları finanse ettiler. Yıllarca Türkiye sınırının güneyindeki toprakları işgal etmelerinden en ufak bir rahatsızlık duymadılar. Militanlarının çeşitli ülkelerden Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmelerine göz yumdular.
Bu nedenlerle, IŞİD’in önünü açan ve destekleyen emperyalist ve bölge devletleri ile birlikte Türkiye’nin yöneticileri de IŞİD’in diğer Ortadoğu halklarının yanı sıra Êzidîlere yönelik gerçekleştirdiği soykırımdan dolaylı olarak sorumludur. Nitekim tüm dünyada IŞİD’in Êzidîlere karşı işlediği korkunç suçlar “soykırım” olarak kabul edilirken, Türkiye resmen soykırımı tanımamıştır.
3 Ağustos Şengal Katliamı’nın 6’ıncı yıldönümünde tarihleri boyunca baskı, zulüm ve soykırım uygulamalarına maruz kalan Êzidî Kürtlerin yanında olduğumuzu belirtiyor, IŞİD tarafından hunharca katledilen Êzidîleri saygı ile anıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devletinden de Êzidîlere yönelik IŞİD eliyle gerçekleştirilen soykırımı tanımasını; gerek bugünkü Türkiye, gerekse Kuzey Irak’taki kadim yurtlarından göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin topraklarına geri dönmesi ve mümkün olan biçimlerde tazmin edilmesi için gerekenleri yapmasını, IŞİD ile işbirliği yapıp askeri-politik-ekonomik açıdan verilen desteğin sorumlusu olan yöneticilerinin insanlık suçu kapsamında yargılanmasını talep ediyoruz.
Soykırımlara, katliamlara ve insanlık dışı uygulamalara karşı tüm demokratik ve özgürlükçü güçleri ortak mücadeleye çağırıyoruz.
SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ (SYKP)
MERKEZ YÜRÜTME KURULU