Cavit Uğur: Yerel seçim otoriter rejimin püskürtülmesi için önemli bir mevzi

Eş Genel Başkanımız Cavit Uğur, yerel seçimlere dair Mezopotamya Ajanası’na değerlendirmelerde bulundu. Yerel seçimlerin otoriter rejimin püskürtülmesi adına önemli bir mevzi olduğunu söyleyen Uğur, “Kayyumların yeniden atanacağı yönündeki açıklamalar toplumu sandıktan uzaklaştırma tehdidinden başka bir şey değil. Halk iradesine sahip çıkacak” dedi.

Ropörtajın tamamı:

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimlerin yapılacağını duyurmasıyla birlikte siyasi partiler çalışmalarına hız verdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bileşen sol sosyalist parti temsilcileri seçim gündemi ile toplandı. Bu partilerden biri de geçtiğimiz günlerde 3’üncü kongresini gerçekleştiren Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP).

Önümüzdeki günlerde planlamalarının netleşeceğini söyleyen SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, yerel seçim ve tartışılan AKP- MHP ittifakına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘SANDIKLARDAN UZAKLAŞTIRMA TEHDİDİDİR’

Türkiye’de önceki seçimleri “sopalı seçim” olarak nitelendiren Uğur, toplumdaki sandık beklentisinin iktidar tarafından zayıflatılıyor olmasına rağmen 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin Türkiye’deki otoriter yönelişin demokratik siyaset yoluyla durdurulması ve yeniden normalleşme düzlemine geçmesi açısından önemli bir süreç olduğunu söyledi. Bu yerel seçimlerin öneminin ise halkın iradesiyle seçilen belediyelere atanan kayyum pratiğinden geldiğini belirten Uğur, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “tekrar seçilmeleri halinde gerekirse yeniden kayyum atarız” açıklamalarını hatırlattı. Uğur, “Kayyumların yeniden atanma tehdidi toplumu sandıktan uzaklaştırma tehdidinden başka bir şey değildir. Halk iradesine ve sandığına sahip çıkacak. Kendi iradesini mutlak surette sandıklardan çıkaracağını düşünüyorum” dedi.

‘OTORİTER REJİMİN PÜSKÜRTÜLMESİ İÇİN BİR MEVZİ’

Oğur, sosyalistler ve demokratlar olarak el konulan belediyeleri yeniden kazanmayı ve bunu arttırmayı hedeflediklerini vurguladı. Batıda ise AKP-MHP ittifakını bozacak ittifaklar zincirinin kurulmasının öncelikli görev olduğunu ifade eden Uğur, “Kimse bu görevden kaçamaz. Gerek HDP, gerek CHP, gerek demokrasi güçlerinin temel görevi bu seçimde halktan yana yeni belediyelerin ortaya çıkarılması ve AKP-MHP otoriter rejiminin püskürtülmesi açısından bunun bir mevzi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye belirtti.

‘KENDİ İTTİFAKLARIMIZDAN KAÇMAMALIYIZ’

Seçim hazırlıklarına hız veren AKP’nin daha önceki seçimlerde “Cumhur İttifakı” yaptığı MHP ile yollarını ayırmasına da değinen Uğur, şöyle konuştu: “İttifakın kendi iç ihtilafları mümkün ama en nihayetinde devletin bekası diyerek ‘Cumhur İttifakı’nda çeşitli zeminlerde ısrarcı olacakları kesin. Bizim kendi işimize bakmamız lazım. İttifak çatladı diyerek bizim ittifaklardan kaçınıyor olmamız kadar büyük bir tehlike söz konusu değil. Gördük aslında muhtarlık seçimleri bile son derece önemli. Sandık demek demokrasi demek değil sadece ama halk iradesinin çeşitli düzeylerde açığa çıkartılması açısından özellikle de Kürt illerinde yeniden halkın bütün zeminlerde kendini ifade edebileceği bir örgütleme ve mücadele hattına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Batıda ise neoliberal saldırılara karşı İstanbul’u yok ettiler sıra İzmir’e ve diğer şehirlere gelmiş vaziyette.”

‘ŞEHİRLERİ HALK SAHİPLENMELİ’

Şehirlerde sermayenin tahakkümü ve doğanın talanından kurtulmak için bütün demokratik güçlere büyük sorumluluk düştüğünün altını çizen Uğur, emekçiler için yaşanılmaz hale gelen şehirlerin yönetimini halkın sahiplenmesi gerektiğini söyledi.

‘PLANLAMAMIZI YAPTIK’

Bugünden itibaren yerel seçimlerin önemini kapı kapı dolaşarak anlatmanın tüm demokrasi güçlerinin boynunun borcu olduğunu belirten Uğur, bileşen partilerden biri olarak HDP ile seçim planlamasını yaptıklarını söyledi. Uğur, son olarak, “Bu hususta kendi özgün faaliyetimiz ve işbirliği ile dayanışmanın güçlendirilip topyekun ortak hareket etme noktasında gerekli sorumlulukları almaktan çekinmeyeceğiz” dedi.

MA / Necla Demir