AKP-MHP Faşist İktidar Bloku, şeytanı kıskandıracak yalan, manipülasyon, mistifikasyon politikalarına, sistematik sindirme, baskı ve şiddet siyasetine rağmen İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini kaybederek, önümüzdeki ay ve yıllarda adım adım tanık olacağımız merkezi iktidarını kaybetme sürecine girmiş bulunuyor.
İstanbul seçim sonuçları, amiral gemisinde Tayyip Erdoğan’ın olduğu, Türkiye burjuvazisinin azımsanmayacak kesimlerinden destek almış kibir, ötekileştirme, saflaştırma, ayrıştırma, düşmanlaştırma siyasetine karşı, Gezi Direnişinden beri toplumun bütün katlarında mayalanan direniş ruhunun, “haysiyet isyanı”nın bir kez daha başını kaldırışıdır.
Bu dip dalgasının, bu direniş ruhunun, bu “haysiyet isyanı”nın başını kaldırışına 7 Haziran Milletvekili Seçimleri ve Anayasa Referandumu sonuçlarıyla da tanıklık ettik.
Muktedirler, “haysiyet isyanı” her başını kaldırdığında; baskı, şiddet ve terör politikasını azgınca daha fazla devreye sokarak toplumun geniş kesimlerinin zihinlerini bulandırma, seçmenlerin siyasal tercihlerini manipüle etme becerisini gösterdiler.
Tarihte hiçbir muktedir, aşağıdan gelen dip dalgasının, toplumun bütün kesimlerinde güçlü bir biçimde mayalanan direniş ruhunun, yükselen “haysiyet isyanı”nın karşısında durma becerisini gösterememiştir. İstanbul Seçim Sonuçları bunu bir kez daha kanıtlamıştır.
AKP-MHP İktidar Bloku’nun kurmayları, daha dün akşam, seçim sonuçlarının kendileri için yıkıcı etkisinin farkına vardıkları an, kapalı kapılar ardında tezgah çarkını çalıştırmaya başlamış olmalılar. Şimdi bir kez daha bildikleri şeyi yapmaya yelteneceklerinden; baskı, şiddet, terör siyasetiyle toplumun geniş kesimlerinin zihnini bulandırmaya, seçmelerin siyasal tercihlerini manipüle etmeye girişeceklerinden kuşkumuz olmasın.
AKP-MHP Faşist İktidar Bloku’nun, Kürtle Türk, Aleviyle Sünni, mütedeyyinle laik seçmen arasına çomak sokarak yaratılacak kaostan yararlanma dışında hiçbir politik opsiyonu yoktur, olamaz. Bunun için her şeyi göze alacaklarından, Türkiye’yi içinden çıkılmaz maceralara sürüklemeye niyetleneceklerinden kuşkumuz olmasın. Gezi Direnişi’yle birlikte toplumun bütün katlarında mayalanan direniş ruhunun kendilerini silip süpüreceğini, şu ya da bu tarihte merkezi iktidar katından indirip, bütün suçlarının hesabının kendilerinden sorulacağını çok iyi biliyorlar çünkü.
Kaos senaryoları peşinde koştuklarından emin olalım. İşte bu nedenle, 7 Haziran’ın, Anayasa Referandumu’nun ardından düşülen hataya düşmeyelim, soluklanarak tezgah kurmalarına fırsat vermeyelim. Toplumun bütün katlarında tesis edilmiş olan halk ittfakına yaslanarak, durmaksızın yolumuza devam edelim, bu şer cephesini merkezi iktidar katından indirelim.
AKP-MHP Faşist İktidar Bloku’na kaybettiren yolun ne olduğu artık büsbütün ortaya çıkmıştır. Bileşeni olduğumuz HDP’nin de ısrarla savunucusu olduğu seçim taktiğinin de başarısıdır bu. Lakin bu seçim taktiği aşağıdan, kararlı, istikrarlı bir halk ittifakına dönüştürülmediği müddetçe faşizm tehlikesi bütünüyle savuşturulamaz.
Seçim sonuçları halkın muktedirlere karşı aşağıdan bir ittifakı tesis ettiğini en açık biçimde gösteriyor. Şimdi bu ittifakı hayatın bütün alanlarında kalıcı örgütlenmelere dönüştürmek, ete kemiğe büründürmek, böylelikle faşizm tehlikesini tarihin çöp sepetine atmak gerekiyor.
İşte bunun için kurulmuş olan halk ittifakını, halkın yaşama ve çalışma alanlarının bütün zeminlerinde derinleştirme, meclisler temelinde kalıcı toplumsal direniş mevzilerine dönüştürülme görevi toplumsal muhalefet güçlerinin önünde duruyor. Partimiz bütün olanaklarıyla böyle bir görevin yerine getirilmesinde üzerine düşen sorumluluğun bilinciyle davranacaktır.
İSTANBUL SEÇİMLERİ GEZİ RUHUYLA KAZANILMIŞTIR!
Bugün Türkiye tarihinin tanık olduğu en önemli “haysiyet isyanı”, Gezi Direnişi Silivri’de gerçekleştirilmekte olan mahkemede yargılanmaya çalışılıyor. Gezi Direnişi’ni kriminalize etmek amacıyla kurgulanmış olan bu dava, yargı kurumlarının siyasallaşmasının da en somut göstergelerinden biridir. Gezi direnişi bu ülkenin onurudur. Saçma iddianamelerle ve davalarla halkın en temel protesto hakkını kullandığı Gezi Direnişi’nin kirletmenize asla izin vermeyeceğiz.
Yargılanması gerekenler gençlerimizi yaralayanlar ve katledenlerdir. Bu katliamların emirlerini verenlerdir. Bugün değilse de yarın yargılanacaklarından kuşku duymuyoruz.
İstanbul seçimleri Gezi Direnişi’nin, Gezi ruhunun başarısıdır. Seçim sonuçları göstermiştir ki bu ülkenin ezilenleri, yok sayılanları bir araya geldiğinde karşısında hiçbir güç duramaz.
Kurtuluş Yok Tek Başına,
Ya Hep Beraber ya Hiçbirimiz!
SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ
MERKEZ YÜRÜTME KURULU
24.06.2019