Ahmet Kaya’yı serbest bırakın!

Eş Genel Başkanımız Ahmet Kaya’nın İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda gözaltına alınmasına ilişkin İstanbul İl Binamızda basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, ESP MYK Üyesi Şahin Tüğütlü, Devrimci Parti MYK Üyeleri Ali Emre Ecer, Roni Gören, SODAP Sözcüsü Ersin Çatalkaya, Yeşil Sol Parti MYK Üyesi Fahrettin Filiz ve İl Eş Sözcüsü Cengiz Şanlı, HDP PM Üyesi Aylin Hacaloğlu katıldı.

Açıklamanın tam metni:

Basına ve kamuoyuna

Partimizin Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, dün Antalya’dan İstanbul’a geldiği Sabiha Gökçen havaalanında gözaltına alındı. Avukatlardan aldığımız bilgiye göre arkadaşımızın gözaltına alınma nedeni propaganda yapmak, eylemlere katılmak ve sosyal medya da paylaşımında bulunmak. Antalya savcılığı tarafından verilen bu gözaltı kararı, keyfiliğin ve eziyetin geldiği noktayı göstermektedir.

Ahmet Kaya, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) eş Başkanıdır ve adresi bellidir. Herhangi bir soruşturma nedeniyle kendisi çağrıldığında bu çağrıya uyacaktır. Ama  Eş başkanımız Antalya’dan uçağa binerken değil, indiği İstanbul’da gözaltına alınarak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülmüş ve orada tekrar Antalya’ya götürülmek için bekletilmiştir. Ahmet Kaya henüz uçakta olduğu saatlerde de Antalya’da bulunan evi polislerce aranmaya başlanmıştır. Ahmet Kaya bu hukuksuz uygulamayı protesto etmek için açlık grevindedir…

Ahmet Kaya, bundan 6 ay öncede, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) bileşen sözcü ve eşbaşkanları ile birlikte sadece barış istediği, savaşa karşı çıktığı için gözaltına alınmış ve evi basılarak aranmıştı. Evet biliyoruz, bu ülkede parti eş başkanları, millet vekilleri, aydınlar, sendikacılar, gazeteciler, hakkını arayan işçiler, sosyal medyada görüş açıklayanlar, gençler, kadınlar gözaltına alınıyor ve hatta tutuklanıyor. Hukuksuz gözaltılar için insanların evleri  özel timlerce basılıyor, bilinçli olarak kapılar kırılıyor ve bütün bunlar olurken bu rejimin adına demokrasi deniyor, adaletten ve yargı bağımsızlığından bahsediliyor. Elbette biz bu duruma şaşırmıyoruz ama asla da alışmıyoruz, alışmayacağız…

Son iki yılda başta HDP olmak üzere toplumsal muhalefetin bütün öbeklerine görülmedik baskı uygulayan siyasal iktidar, sol-sosyalist çevrelere ve HDP bileşen partilerinin yanısıra Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisinin de onlarca üyesini gözaltına almış, 20’ye yakın arkadaşımız tutuklanarak değişik sürelerde cezaevlerinde kalmıştır.  Elbette SYKP bu yıldırma politikaları karşısında politik faaliyetlerini aksatmadı, gerçekleri açıklamaya, bu doğrultuda faaliyet sürdürmeye devam etti, edecek…

SYKP,  parlamentoyu devre dışı bırakan, demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, KHK’larla olaganüstü hali sıradanlaştıran, görülmemiş sansür uygulamalarıyla bütün yetkiyi tek adamın iki dudağının arasına sıkıştıran bu rejim değişikliğinin Faşizme doğru hızla gidiş olduğunu söylüyordu, artık bu gidişin son dönemeçlerindeyiz… Parlamento denetimi dışında atanmış bakanlarca oluşturulan Hükümet, yine her türlüdenetimden uzak karar alma ve uygulama süreçleri, en küçük hak taleplerinin şiddet yoluyla bastırılması tümüyle buna işaret etmektedir.

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi 3. olagan genel kurulunu 13-14 Ekim tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirecek. Biz  eş genel başkanımıza yönelik bu gözaltı uygulamasını, kongre hazırlık sürecine ve partimize bir göz dağı olarak algılıyoruz. Ve diyoruz ki, bizi bu hukuksuz uygulamalarla yıldıramazsınız. Bizi tanımıyorsanız içinden geldiğimiz sosyalist hareketin mücadele tarihine bakın! O tarihin yarattığı direniş geleneklerine bakın. Ve yine diyoruz ki, propaganda suç değildir, adaletiniz batsın! Eş başkanımız derhal serbest bırakılsın…

SYKP, 3. Olagan kongresine giderken, tek adam diktatörlüğüne karşı direnişin meşru bir hak olduğunu söylüyor, o yüzden DİREN diyoruz… Bu direnişi ancak birleşerek kazanacağımızı ve büyüteceğimizi biliyor, o yüzden BİRLEŞ diyoruz… Bizleri, ya barbarlık, ya sosyalizm bekliyor, o yüzden  sosyalist yeniden kuruluş , KUR diyoruz…

Bu nedenle gerçekleştireceğimiz 3. Kongremizi DİREN, BİRLEŞ ve KUR şiarıyla toplayacağız…

Yaşasın Sosyalizm, Kahrolsun Faşizm.