Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da ve eşzamanlı olarak çeşitli il ve ilçelerde de az çok benzer biçimde hayata geçirilmeye başlanan bir geniş demokrasi, emek ve barış güçleri ortak oluşumu ortaya çıkıyor.
Henüz bir isim almayan ve programatik deklarasyonda bulunmayan bu oluşum içinde HDP ve HDK, EMEP, dörtlü emek örgütleri (KESK, DİSK, TMMOB, TTB), Birleşik Haziran Hareketi, Halkevleri, EHP, Kaldıraç ve diğer bazı siyasi güçler yer alıyor. Ancak amaçlanan, tüm emek ve demokrasi güçlerinin (Alevi örgütleri, sendikalar, yerel dernekler, ekoloji/kent hareketleri, kadın ve LGBTİ örgütleri vb) katıldığı bir “meclis” oluşturulmasıdır. Şu andaki katılımcılar ve onların seçtiği Koordinasyonlar böylesi bir genişliği hedefliyor.
Doğal olarak bu geniş platformun, sınırları ve hedefleri net olarak belirlenmiş kapsamlı bir programa sahip olması beklenemez. Ancak 1) AKP’nin otoriter bir rejim kurma ve toplumu muhafazakarlaştırma politikaları, 2) Tayyip Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğü kurma girişimleri, 3) yolsuzluklar, 4) AKP/Erdoğan iktidarının ülkeyi bölgesel bir savaşa sürüklemesi, 5) AKP ile IŞİD/cihatçı örgütlerin işbirliği, 6) iktidarın içeride Kürt halkına karşı yürüttüğü savaş politikası ve benzeri uygulamalara karşı genel bir ortaklaşma olduğu söylenebilir. (6. maddenin en “hassas” konu olduğu ve bir adım daha derine gidildiğinde görüş ayrılıklarının açığa çıkacağı hususu not edilmelidir. Öte yandan mevcut iktidarın kavramsallaştırılmasında farklılıklar olduğu açıktır. )
Yeni Oluşum’un bileşenlerinin mücadele anlayışlarında ve benimsedikleri mücadele araç ve yöntemlerinde de önemli farklılıklar olduğu biliniyor (ve bu zaman zaman oluşumun toplantılarında tezahür ediyor).
Çeşitli farklı yaklaşımlara rağmen Oluşum’un bileşenlerinin ortak bir mücadele zemini kurma konusunda görüş birliği içinde olduğu da görülüyor.
SYKP’nin bu Oluşuma yaklaşımı ne olmalıdır?
Partimiz, HDK/HDP örgütlenmesini “stratejik ittifak” perspektifinin günümüzde somutlaşan biçimi ve temel ittifak zemini olarak görmektedir. HDK/HDP kuşkusuz demokrasi ve emek güçlerinin en ileri mevzisi ve ilerletici gücüdür.
Bununla birlikte, pek çok sosyalist, sol, demokrat gücün, toplumsal muhalefet hareketinin HDK/HDP tarafından kapsanamadığı da açık bir gerçektir. Keza CHP tabanındaki geniş bir demokrat kesim doğal olarak bu çatının dışındadır. Gerçekte bu sayılan güçler ve toplumsal kesimler, HDK/HDP ile birlikte Gezi İsyanı kitlesini oluşturmaktadır.
Partimiz öteden beri Gezi güçlerinin ortak mücadele zeminini oluşturmayı aktif biçimde savunmaktadır. Aynı netlikte olmasa da, HDK/HDP de bu yönde bir tutum içinde olmuştur. Gezi güçlerinin yan yana gelişinin önündeki en büyük engeli ise başta CHP’nin müesses nizam kurumu olarak engellemeleri olmak üzere, derece derece ulusalcı etkilenmeler altındaki sol/sosyalist güçlerin HDK/HDP (özünde KÖH) ile ortak görüntü vermekten kaçınma eğilimi oluşturmuştur.
Şimdi ise bu eğilimin zayıfladığı ve bir yakınlaşmanın olanaklarının ortaya çıktığı görülüyor. Bunda, AKP/Erdoğan iktidarının konumlarını korumak için savaşa ve katliamlara, muhalifleri sindirmek için her türlü (yasal ve yasadışı) yöntemlere başvurmaktan çekinmemesi önemli bir faktördür. Bu güçler nezdinde Kürt hareketinin AKP ile bir gizli pazarlık içinde olmak şöyle dursun, en sert çatışmayı sürdürdüğünün anlaşılması da bir başka önemli faktördür.
Barış Bloku, bu yakınlaşmanın bir ürünü olarak ve CHP’li kimi vekilleri de içerecek şekilde geniş bir siyasi yelpazenin üzerinde kuruldu. Ancak öncelikle AKP/Erdoğan iktidarının ülkeyi Suriye’de bir savaşa sürükleme yakın tehlikesine ve IŞİD/cihatçı örgütler ile işbirliğine karşı “barış” talebi ile kurulan Blok, içeride Kürtlerle savaş alevlenip yayılınca HDK/HDP ile ona yakın duran sosyalist ve demokrat güçlere doğru daraldı.
Ankara’da 10 Ekim mitingi için toplanan kitle, Gezi kitlesiydi. Ankara katliamını planlayanların vermek istediği mesajlardan biri de, “Kürtlerle yan yana gelirseniz başınıza böyle işler gelir” uyarısıdır. Ankara’da çeşitli siyasi eğilimlere sahip demokrasi, emek ve barış yanlısı insanlarımızın kanları birbirine karıştı.
Ne mutlu ki, bu kanlı uyarı hedefine ulaşmamış görünüyor. Başta (HDK/HDP dışındaki) sosyalist/sol yapılar olmak üzere demokrasi ve emek güçlerinin (yukarıda belirtilen) ortak mücadele zemini için istekli olması, bir araya gelmesi, bu yönde çaba harcaması sevindiricidir.
SYKP olarak, gerek HDK/HDP’nin içinden doğru gerekse ayrı temsiliyetimizle bu oluşumun kurucu unsuru olmalı, her düzeyde hayata geçirilmesi için aktif olarak çalışmalıyız. Her bölgede ve her faaliyet alanında demokrasi, emek ve barış güçlerinin en geniş mücadele birliği zeminini yaratmak için, her birimin gerektirdiği esnekliği göstererek ama kararlılıkla çaba göstermeliyiz.
SYKP MYK