31 Mart Yerel Seçimleri yenilgisinin merkezi iktidar katından inmeleri sürecinin başlangıcı olacağının farkında olan faşist iktidar bloku, bir ayı geçen oyalama taktiğinin ardından YSK eliyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirdi. Aynı zarftaki dört oyun üçünü geçerli birini geçersiz sayan akıldışı bir gerekçeyle yok sayılan seçimde, İmamoğlu’nu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçen 4 milyon 170 bin 116 yurttaşın iradesi de hiçe sayıldı!
AKP MHP faşist blokunun seçim sonuçlarını kendi tabanlarının bile inanmadığı bir yöntemle yok sayması; Bahçeli’nin “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” derken içinde olduğu politik paniğin iktidarın tümüne hakim olduğunun göstergesidir. 23 Haziran’da bir kez daha kaybettikleri taktirde, sadece İstanbul belediyesini değil devleti yönetme pozisyonlarının da kaybedildiği, daha da ötesi başkanlık sisteminin de tartışmaya açıldığı bir sürecin kapısı bütünüyle aralanacaktır. Dolayısıyla 23 Haziran seçimleri sadece bir belediye başkanlığı seçimi olmaktan çoktan çıkmış ve toplumu “tek adam rejimi” deli gömleğine sokmak isteyen AKP MHP faşizmiyle mücadele eden muhalefet güçleri arasında geleceği belirleyecek bir kuvvet mücadelesine dönüşmüştür.
Önümüzdeki süreç AKP’nin iktidar tarihindeki en zor 45 günü olacaktır. Dövizin yükselişinin önlenmesi için yapılan manipülasyonların maliyeti Merkez Bankası’ndaki döviz rezervlerini neredeyse sıfıra indirmiş bulunuyor, acı reçete karşılığında IMF den beklenen kaynak ise 45 gün sonraya ertelenmek zorunda kalmış durumda. Siyasi reform vaatleri için inandırıcılığı kalmayan AKP MHP faşist blokunun umduğu sonucu alabilmek için 7 Haziran Seçimleri sonrası yaptığı gibi provokasyonlardan medet ummaktan başka çaresi kalmamıştır.
31 Mart Yerel Seçim sonuçlarıyla birlikte politik ve moral üstünlük muhalefete ve onun gövdesini oluşturan örgütlü – örgütsüz demokrasi güçlerinin eline geçmiş bulunuyor. AKP MHP faşist blokunun 2015’den beri sonuç aldığı baskı politikası, korku eşiğini aşmış ve moral üstünlüğü ele geçirmiş toplumsal muhalefeti sindirmek şöyle dursun, tam tersi bir etki yaratmaya adaydır. Tecrit direnişlerinden, sanatçıların tepkilerine, stadyumlardan üniversitelere, sosyal medyadan, umduğunu bulamamış sermayenin kimi kesimlerine kadar yükselen itirazlar giderek bir büyük dalganın yükselmeye başladığının sinyallerini veriyor.
Demokrasi mücadelesinin ağır bedellerini ödeyen bileşenleri, kadroları ve seçmenleriyle Halkların Demokratik Partisi; ortaya koyduğu seçim taktiğiyle AKP MHP faşizminin 31 Mart’ta kaybetmesini sağlayan kritik bir rol üstlendi. Yaşanan YSK darbesinin ardından ortaya çıkan politik dengelerde ise çok daha etkili olma imkanı ve sorumluluğu ortaya çıkmış bulunuyor. Partinin politik etki alanındaki tüm seçmenlerin faşizme daha fazla kaybettirmek için demokrasi seferberliğiyle sandığa yönlendirilmesi pratik görevi dışında; esas olarak 23 Haziran sonrasını gözeten bir yerden ittifak alanını genişletmek, faşizme karşı mücadelede örgütlü örgütsüz dinamiklere yol açma, imkan sağlama ve deneyim aktarma pozisyonunda bulunma görevi de öne çıkmış bulunuyor.
HDP 31 Mart Seçimleri öncesi pozisyonunu tekrar etmemeli, CHP’nin ya da şu ya da bu odağın kendisinin “görünmez”, “silik” bir pozisyon takındığı takdirde seçimlerden başarıyla çıkılabileceği yolundaki telkinlerine itibar etmemeli; Kürt halkının, Alevilerin, kadınların, gençlerin, işçilerin, emekçilerin, seküler toplum kesimlerinin, özcesi toplumun tüm ezilen, sömürülen kesimlerinin taleplerini sahiplenmeli; demokrasi cephesinin tutarlı ve kararlı sözcüsü konumuna yükselme becerisini gösterebilmelidir.
Partimiz SYKP gerek bileşeni olduğu HDP, HDK’nin politik taktiğe dönük faaliyetlerinde, gerekse özgün parti çalışmalarında taktiğin vücut bulması için tüm gücüyle seferber olma kararlığındadır.
Partimiz, 31 Mart Yerel Seçim yenilgisiyle sarsılan faşist iktidar blokunun, 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri’nde yaşayacağı olası bir yenilginin, bu ittifakın merkezi iktidar katından inme sürecinin başlangıcı olacağının bilinciyle seçim sürecinde bütün olanaklarını seferber edecektir.
Faşizme Karşı Omuz Omuza!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi
Merkez Yürütme Kurulu – 21 Mayıs 2019