Nerede ise her güne sabahın köründe bir gözaltı operasyonu haberiyle başlıyor Türkiye…
Uzun zamandır iki dertleri var. İlki iktidar katında oturabildikleri kadar oturmak. İkincisi oturdukları müddetçe daha fazla palazlanmak. Çünkü halkın sorunlarına bütünüyle yabancılaştılar artık! Halkın sırtında asalak bir urlar uzun zamandır.
İktidar katında tutunabilmek için baskı, şiddet ve terör siyasetine sıkı sıkıya sarılmaktan başka çareleri yok. İtibarını yitirmiş bütün siyasal iktidarların başına gelen şimdi bunların başına geliyor: Baskı, şiddet ve terör siyasetinin esiri oldukça daha fazla baskı, şiddet ve terör siyasetine başvurmak zorunda kalıyorlar. Sonu gelmiş bütün iktidarların son perdesidir bu!
“Ben dolara bakmıyorum” diyen bir Ekonomi Bakanı…
“Öğretmen maaşlarından dolayı yatırıma fırsat kalmıyor” diyen bir Milli Eğitim Bakanı…
“Her vaka hasta değildir” diyen bir Sağlık Bakanı…
Tarikat liderlerinin elini öpen bir Adalet Bakanı…
“Kadın cinayetleri verilerle daha fazla yansıtılıyor” diyen bir “Kadın” Bakanı…
Ve nerede ise hepsi ipe un seren diğer bakanlar…
Ve Tayyip Erdoğan…
Böyle bir siyasal iktidar halkın dertleriyle dertlenir mi?
Uzatmaları oynuyorlar! İktidar katından indikleri gün yargılanacakları telaşıyla etekleri tutuşmuş.
Tutuşan etekleriyle, ellerinde tuttukları devlet aparatına emirler yağdırıp gece yarısı gözaltı operasyonlarıyla yurttaşı huzursuz etmekle meşguller.
Muhalefet istemiyorlar. Hele hele muhalefetin demokratik olanından hiç haz etmiyorlar. Tabipler Birliği’ne, TMMOB’ye, Barolara öfkeleri bundan. Kim ki yurttaşa gerçekleri izah etmeye yelteniyor, tüyleri diken diken oluyor bunların. Basıyorlar düğmeye, kulağı kapı kirişindeki savcılar geçiyor harekete…
Demokratik muhalefetin en diri kesiminden ise kelimenin gerçek anlamıyla nefret ediyorlar.
Kürt’e oldum olası alerjileri vardı. Demirtaş “Seni başkan yaptırmayacağız!” dediği günden beri, Türk’ün Kürt’le kurduğu mücadele birliği saadet düzenlerine çomak sokacak diye uykuları kaçtı. O gün bugündür, gizli tanıklar, düzmece iddianameler, Saray’dan yağdırılan emirlerle HDP’yi kriminalize edebilmek için ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerine yönelik gözaltı operasyonu da aynı nedenden kaynaklanıyor.
Ateş bacayı sardı, iktidardan düşme korkusu benliklerine işledi bunların.
Bu sabah gerçekleştirilen operasyonlardaki gözaltı gerekçeleri bütünüyle safsatadır.
Türkiye’de bu türden iddialarla suçlanacak birileri varsa eğer, onlar da şu anda siyasal iktidar katında oturanlardır.
Takke düşmüş, kel görünmüştür artık…
Türkiye bu iktidara bir gün bile tahammül etmemelidir!
Bu iktidarın her yeni günü, sonraki nesillerin çalınmış geleceğidir!
Daha önce ifade etmiştik. Tekrar edelim:
“Zulmünüz artsın ki tez zeval bulasınız!”
Sosyalist Yenide Kuruluş Partisi
Merkez Yürütme Kurulu