13 Mayıs 2014’te 301 maden emekçisi, Soma Kömür İşletmeleri’nde meydana gelen facia sonucu hayatını kaybetti. Ülkemizin yaşadığı en büyük iş cinayetinin üzerinden üç yıl geçti. Hayatını kaybeden maden emekçilerini büyük bir saygıyla anıyor ve yaşanan büyük acıyı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Soma katliamının hemen ardından Ermenek’te ve Şirvan’da yaşanan madenci katliamları ülkede özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarının somut sonucudur.
AKP’nin 15 yıllık iktidarı döneminde, kamu mallarının ganimet mantığı ve talan politikaları ile özelleştirilmelerinin; yeterli teknik alt yapısı ve birikimi olmayan şirketlere taşeron ve rödevans gibi yöntemlerle devredilmesi, işçilerin işçi sağlığı ve iş güvenliğinden yoksun koşullarda patron sendikacılığına muhtaç edilerek dayıbaşı olarak tabir edilen işçi simsarlarının insafına bırakılmasının en önemli sonucu artan iş cinayetleridir.
Soma’da 301 maden işçisinin ölümünün ve yüzlercesinin yaralanmasının en temel nedeni madende üretim zorlamasının ve taşeronlaştırmanın en üst seviyeye çıkmasıdır. Haftalar öncesinden ocakta karbonmonoksit yükselmesinin belirtileri olmasına rağmen üretime devam edilmesi, madenlerde üretimin hangi koşullarda yapıldığının açık göstergesidir. Soma katliamı sermayenin ve hükümetinin söylediği gibi kaza ya da kader değil, bir katliamdır!
Soma katliamının yaşandığı günlerde hükümet yetkililerinin madencilerin sorunlarına çözüm üretmek yerine yaşanan katliama “Bu, işin fıtratında var” demesi, madencilerin tekmelenmesi ve gerçek sorumluların yargıdan kaçırılması bize göstermektedir ki; sermayenin biriktirme yöntemi hukuksuzluk, talan ve katliam üzerinedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin sadece maliyet olarak görüldüğü, iş kazalarının ücretinin işverenlerce ödendiği işçi sağlığı ve güvenliği uzmanlarına ve iş yeri hekimlerine fatura edildiği bir üretim sisteminde iş cinayetleri katliamlara dönüşerek devam edecektir.
Son yıllarda katliam boyutlarına dönüşen işçi ölümlerinin ve doğanın talan edilmesinin arkasında Türkiye’de artan milyarder sayısı yatmaktadır. Bir yandan Ortadoğu’da devam eden savaşın yarattığı rantla beraber ülke ekonomisinin savaş ekonomisine dönüşmesi ve milyonlarca mültecinin ucuz iş gücü olarak sermayeye pazarlanması Soma katliamının ve devam eden işçi ölümlerinin en temel gerekçesidir.
Üç yıldır bitirilmeyen Soma Davası’nın yargıdan kaçırılan gerçek sorumlularının da yargılanarak, “Soma’ya Adalet” taleplerimizi karşılayacak ve diğer iş cinayetlerindeki hukuksuzlukların da önüne geçecek bir şekilde devam etmesi için Soma Davası’nın sonuna kadar takipçisi olacağız.
“SOMA’YA ADALET”
SOMA’YI UNUTMAYACAĞIZ
UNUTULMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ!
SYKP MYK – 13 Mayıs 2017