Operasyonlar Durmalı
HDP-DBP Yöneticileri Derhal Serbest Bırakılmalıdır.
15 Temmuz askeri darbe girişimi; zaten kuvvetler ayrılığı ilkesinin rafa kaldırıldığı, hukuksuzluğun, adaletsizliğin hüküm sürdüğü ve fiilen uygulanmaya başlayan başkanlık sistemi ile parlamenter demokrasinin tehdit altına alındığı, baskı ve yasakların devreye sokulduğu koşullar altında gerçekleşmişti.
Bu darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendiren Saray-AKP iktidarı, ilan ettiği ve artık süresi konusunda tam bir belirsizliğin yaşandığı OHAL ile birlikte; şiddetin, hukuksuzluğun, medyaya dönük yasakların, servete el koymanın ve insan hakları ihlallerinin, işkencenin devasa boyutlara ulaştığı görülmektedir.
“Darbecilere ve Teröre bu millet teslim olmayacak” adıyla başlatılan bu tasfiye harekâtıyla on binlerce insan işinden atılmakta, darbe girişimiyle hiç te ilgisi olmayan; tersine hayatları darbelere karşı mücadele içinde geçen ve birçok bedel ödeyen demokrat kimlikli insanlar tutuklanmakta, televizyonlar kapatılarak, gazete ve dergilerin yayınları durdurulmakta mal varlıkları hazineye devredilmektedir.
15 Temmuz darbe girişimi öncesi “terör” bahanesiyle seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atamayı ve HDP başta olmak üzere yasal siyasi parti yöneticilerini ve milletvekillerini tutuklamayı düşünen AKP-Saray iktidarı, uygulamalarına belli ki kaldığı yerden devam edecektir. Dolayısıyla bu darbe girişiminin nasıl bir “lütuf” olduğu şimdi daha iyi anlaşılmaktadır.
Kürt illerinde AKP yöneticilerine dönük gerçekleştirilen tasvip etmediğimiz eylemleri bahane ederek HDP-DBP üye ve yöneticilerinin gözaltına alınarak tutuklanması, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirenlerle AKP-Saray iktidarının birbirlerini nasıl tamamladıklarının ve aralarında nasıl bir doku uyuşmasının var olduğunun somut göstergesidir.
Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak yerine “kayyum” adı altında devletin memurlarını atayan bu zihniyet, yasal olarak kurulmuş ve örgütlenen parti yöneticilerini gözaltına almakla yetinmeyecek, seçilmiş milletvekillerini tutuklamaya, partileri fiilen kapatmaya ve kendisi dışında düşünen hemen herkesi susturmaya çalışacaktır.
Başta Kürt sorunu olmak üzere farklı kimlik ve inanç gruplarıyla yaşanan sorunlar demokrasi zeminde kalarak ancak müzakere ile çözülebilir. Bunca yılın deney ve tecrübesi bir başka yolun olmadığını, çatışma yolunun halklarımız için acı ve gözyaşı olduğunu bize defalarca göstermiş olmalıdır.
Yapılması gereken çatışmasızlık ortamının derhal sağlanmasıdır. Kürt illerinde ve Irak-Suriye düzleminde savaş ikliminden uzaklaşılarak demokratik zeminin yeniden tesis edilmesi çabasına girilmesidir.
Ne var ki, iktidarını koruya bilmek, varlığını savaş ve ancak diktatörlük yoluyla sürdürebileceği için AKP-Saray, OHAL ve KHK’ler ile bizi koyu bir karanlığa mahkum etmeye çalışmaktadır.
Bize düşen tek görev; barıştan, emekten, kardeşlikten, laiklikten, özgürlük ve adaletten yana bütün güçlerin omuz omuza vererek bir demokrasi cephesini zaman geçirmeksizin inşa etmektir.
Tutuklanan HDP-DBP üye ve yöneticilerinin serbest bırakılmasını da, toplumsal muhalefet güçlerine yönelecek yeni saldırıları da ancak bu yan yana geliş göğüsleyebilir.
Kahrolsun Faşizm
Yaşasın Emek ve Demokrasi güçlerinin birliği…
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu