Ankara’da DİSK, KESK, TTB, TMMOB öncülüğünde, siyasi partiler ve devrimci-demokrat kurumların katılımıyla düzenlenen “Demokrasi mitingine” yapılan alçak saldırının üzerinden bir yıl geçti.
AKP-Saray iktidarı tarafından Suriye savaşında Esad’a karşı eğitilen, kollanan ve lojistik destek verilen kanlı cihat örgütü İŞİD’in gözü dönmüş katilleri tarafından gerçekleştirilen bu bombalı saldırıda; 107 arkadaşımız, yoldaşımız yaşamını yitirmiş, 500 civarında insanımız ise yaralanmıştı.
Demokrasi talebiyle mitinge katılmak için ülkenin farklı yerlerinden gelerek Ankara tren garının önünde bekleyen kitleye bombayla saldıran insanlık düşmanı iki cani, güya polis tarafından aranıyordu. Daha sonraki süreçte ortaya çıkan bilgiler, poliste kayıtları olan bu canilerin kendi kimlikleriyle otellerde konakladıklarını, yolculuk yaptıklarını ortaya koymuştu.
Daha önce Suruç’ta yine savaş karşıtı, demokrasi talep eden genç insanlara yapılan saldırıda da 34 insanımız ölmüş, 100’den fazlası ise yaralanmıştı.
Her gün bir adım daha yaklaştığımız Faşist Diktatörlüğün yolu, aslında bu bombalı saldırılarla örülmeye başlanmıştı. Muhalefet eden, demokrasi isteyen, iyiden ve güzelden yana olan insanlar susturulabilsin, sokağa çıkamasın ve korku, tedirginlik, endişe her şeye hakim olsun diye bombalı bu saldırıların tasarlandığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.
İŞİD’e karşı başından beri mücadele ettiğini söyleyen AKP-Saray siyasi iktidarına bugüne kadar doğrudan yapılmış bir tek İŞİD saldırısından söz edilemez. İstanbul’da turist gruplarına yapılan saldırılar dışında; Diyarbakır mitingi, Suruç, Ankara Demokrasi mitingi ve Gaziantep’te bir düğüne yapılan saldırıların tümü, demokrasi güçlerine yapılan saldırılardır ve sonrasında ortaya çıkan belgeler bu saldırıların göz göre göre gerçekleştirilmiş olduklarını bize gösteriyor.
AKP-Saray iktidarı, Ankara saldırısı sonrasında, diğer saldırılarda olduğu gibi saldırıyı gerçekleştirenlerin ismini günlerce telaffuz edememiş; “kokteyl saldırılar” gibi muğlak ve hedef saptıran, daha geniş yığınların hassasiyetlerine dokunan, yanılsamalar yaratan açıklamalarıyla İŞİD’i korumaya çalışmıştır.
Ankara saldırısının birinci yılı vesilesiyle kaybettiğimiz arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı ve canlarımızı bir kez daha saygıyla anarken, onların demokrasi ve özgürlük talebi için mücadele ederlerken yaşamlarını yitirdiklerini bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız.
Onların demokrasi, barış ve özgürlük isteyen seslerini meydanlardan, sokaklardan eksik etmeyeceğiz.
Şimdi bu talebin daha gür sesle ve daha geniş yığınlar tarafından sahiplenilmesinin yaşamsal önemde olduğu günlerden geçtiğimizi biliyoruz. O yüzden yitirdiklerimizin anılarına bağlı kalarak bu talepleri diktatörlüğünü ilan etmek için sabırsızlananların suratlarına haykırmaya devam edeceğiz.
Başta OHAL’e karşı mücadele olmak üzere toplumsal muhalefet güçlerinin birliğini sağlamak ve bu gidişe dur demek için elimizden geleni ardımıza koymayacağız.
10 Ekim katliamında ölenleri unutmayacağız, unutturmayacağız!
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Merkez Yürütme Kurulu
9 Ekim 2016