1 Mayıs’ta Alanlara!

Merkez Yürütme Kurulumuz yaklaşan 1 Mayıs’a çağrı açıklamasında bulundu.

İşçi sınıfı ve ezilen yoksul halkın mücadelesinin birleştirilerek büyütülmesi gerektiğinin altı çizilen açıklamada “Bir çağ dönümünün eşiğindeyiz, işçi sınıfının yeniden kuruluşu için, savaşa, sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe, faşizme karşı, savaşsız, sömürüsüz bir dünya kurmak için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız” denildi.

1 Mayıs’a giderken ana amacın “AKP-MHP iktidar bloğundan kurtulmak, faşizmin kurumsallaşmasını durdurmak, demokratik ve eşitlikçi bir yaşama kavuşmak için emek ve demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesini örgütlemek” olduğu vurgulanan açıklamanın tamamı şöyle:

1 Mayıs’ta Alanlara!

2022 yılı 1 Mayısına dünyada, bölgede ve Türkiye’de yeni tarihsel koşulların içerisinde giriyoruz. Bir yandan küresel kapitalist kriz, bir yandan savaş politikaları nedeniyle işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşulları giderek kötüleşiyor.

Aralık ayında asgari ücrete yapılan zam yılın ilk iki ayında erimiş ve önceki yılın alım gücünün altına inmiş, emekliler mutlak bir yoksulluğa terk edilmiştir. Gençler geleceksizlik kaygısı içerisinde, kadın emeği ve bedeni üzerindeki zülüm katmerleşerek devam ediyor. İşte AKP-MHP faşist rejiminin emekçilere reva gördüğü bu zülüm deryasıdır.

AKP iktidarı 20 yıl boyunca ülke kaynaklarını sermayeye akıtıp toprakları, suları, ormanları bir avuç sermaye çetesine peşkeş çekip 80 milyon insanı mutlak yoksullaşmanın pençesine bırakmıştır. İşsizlik oranı yüzde 20’lere dayanmıştır. Buna rağmen Saray rejimi savaş makinesini büyütmek, uluslararası hegemonya savaşından nemalanmak için fırsat kollamaktadır. Güçler arası dengelerden faydalanarak halkları birbirine düşman edecek yeni bir çatışma zemini için Kürdistan’da yeni bir savaşı başlatmıştır. Sözde Ukrayna krizinde “barış elçiliği” adı altında Batı ve NATO nezdinde bölgenin vazgeçilmez unsuru olmak için ip üstünde cambazlık yapıp maceracı siyasetine devam etmektedir.

AKP-MHP iktidar bloğu ülkenin içinden geçtiği ağır iktisadi krizi gizlemek için bir kez daha savaş mekanizmasına sarılmıştır. Savaşı iktidarını sürdürmenin bir dayanağı olarak görmektedir. Yıllardır savaş ve imha metotlarıyla çözülemeyeceği belli olan Kürt sorunu artık iktidar tarafından toplumsal muhalefeti susturmak, kriz dolayısıyla yükselmesi mümkün ve kaçınılmaz olan itirazları bastırmak için gerekçe haline getirilmiştir. Şimdi başlatılan sınır ötesi operasyonların tek amacı budur. Kürt halkının eşit yurttaşlar olarak birlikte yaşama talepleri bombalarla boğulmak istenmektedir. Bu durum siyasi çözümü imkansız kılıyorken diğer taraftan da savaşa ayrılan bütçe Türkiye halklarının yoksulluğunun derinleşmesine, sefaletin, sömürünün, işsizliğin ve zulmün daha da artmasına yol açmaktadır.

Diğer yandan ise;

Dünyada hegemonik güçler dengesi yeniden şekillenmektedir. ABD ve öncülük ettiği NATO, Batı emperyalizmi içinde zayıflayan nüfuzlarını yeniden tesis etmek, dünya çapında zayıflayan hegemonyalarını yeniden güçlendirmek için Ukrayna’da bir vekalet savaşını kışkırtmıştır. Kendisi de emperyal ve yayılmacı bir güç olan Rusya da kendi bölgesel ve küresel hesapları ve çıkarlarına uygun gördüğü bir zamanda bu kışkırtmayı gerekçe yaparak Ukrayna’yı işgal etmek için savaş başlatmıştır. Yaklaşık 2 aydır süren savaş, öncelikle Ukrayna ve Rusya halkları olmak üzere dünya halklarına ve işçi sınıfına ağır zarar ve yıkım getirmekte, yoksulluğu arttırmakta, gıda güvenliğini tehlikeye atmaktadır.

Tüm dünyada işçi sınıfı; pandemi, ekonomik kriz ve savaş dolayısıyla çalışma ve yaşam koşullarının daha vahim hale gelmesi yetmezmiş gibi bir de yeni otoriter emek rejimi ile de karşı karşıyadır. Pandeminin çoğu ülkede bitmeye yüz tutmasına rağmen işçiler ağır sömürü ile daha güvencesiz, yarı zamanlı, esnek sözleşmeli, kiralık işçi olarak çalıştırılmaktadır.

Savaşlar ve açlık insanları ülkeler ve kıtalar arasında göçe zorlamaktadır. Göçmenler gittikleri her ülkede ayrımcı saldırılara maruz kalıp kayıt dışı vahşi çalışma koşullarına mahkum edilmektedir. Mülteciler yaşamak için açlık sınırının altında ücretlerle ucuz emek gücü olarak kullanılmaktadır. 

Böyle bir eşikte 1 Mayısa gidiyoruz.

Uyguladığı yanlış ekonomi politikaları ve sürdürdüğü savaş nedeniyle AKP-MHP iktidar bloğu yaşanan krizin, artan yoksulluğun, zamların, hiper enflasyonun yegane sorumlusudur.

Tüm toplum büyük bir geleceksizlikle yüz yüze. AKP-MHP iktidar bloğundan kurtulmak, faşizmin kurumsallaşmasını durdurmak, demokratik ve eşitlikçi bir yaşama kavuşmak için emek ve demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesini örgütlemek bu 1 Mayısa giderken ana amacımız olmalıdır.

İşçi sınıfı öfkeli. İşçi sınıfı örgütsüz. Sınıfın küçük bir bölümünün örgütlü olduğu sendikalar ise bürokratik, rekabetçi, ücret sendikacılığına dönük politikaları nedeniyle yeni emek rejimine karşı yapısal değişimleri gerçekleştiremiyor ve öfkenin sisteme ve iktidara yönelmesini engelliyor. 

Her şeye rağmen son aylarda moto-kuryelerin, Migros depo işçilerinin çalışma yaşamlarına ve yetersiz ücret artışlarına gösterdikleri tepki bir domino etkisi ve motivasyon yaratmıştır. Birçok yerde örgütlü örgütsüz işçiler direnişe geçmiş, mücadeleyi yükseltmiştir. Zamlar ve yoksullaşma halkın tepkisine neden olmuştur. İşçi sınıfının ve ezilen yoksul halkın bu mücadelesinin yükseltilmesinde sosyalistlerin sorumluluğu büyüktür. 

Biz Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) olarak bu mücadeleyi birleşerek büyütmenin tarihi bir görev olduğunun bilincindeyiz.

Tarihin ileriye doğru hareketinin taşıyıcıları, bugün de binlerce yıldır olageldiği gibi her yerde emekçiler, kadınlar, dışlananlar, işsizler ve gençler! “Yazılı tarih boyunca var olmuş bütün toplumların tarihinin sınıf mücadeleleri tarihi” olduğu bir kez de küresel ölçekte doğrulanıyor. Çok değil, yirmi yıl kadar önce kapitalizmin “reel sosyalist sistem”in yıkılışının yarattığı sarhoşluğa kapılıp “tarihin sonu”nu ilan edenler şimdi suspus. Tarih sürüyor!

Bir çağ dönümünün eşiğindeyiz, işçi sınıfının yeniden kuruluşu için, savaşa, sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe, faşizme karşı, savaşsız, sömürüsüz bir dünya kurmak için 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız.

Yaşasın 1 Mayıs!

Bijî  1 Gulan!

Fabrikalar, tarlalar, siyasi iktidar her şey emeğin olacak…

SOSYALİST YENİDEN KURULUŞ PARTİSİ (SYKP)

MERKEZ YÜRÜTME KURULU